25 Mart 2012 Pazar

Üç İyileştici Işığın Bedene Çekilmesi

Üç ışık,evrende bulunan iyileştirici Pranik Enerji'ye karşılık gelmektedir.Üç ışığın beden üzerindeki iyileştirici etkileri zaman zaman inanılmaz boyutlara varabilmektedir.Bu çalışma iki ustanın çalışmalarından alınmış,ancak burada sizler için basitleştirilmiş olarak sunulmuştur.Çalışmanın basitleştirilmiş olması kesinlikle etkisinde bir azalmaya neden olmamaktadır. Bu çalışmada üç ışık kullanılmaktadır: Yeşil,mavi ve eflatun(menekşe).Aşağıda üç ışığın etkileri ve kullanım alanları açıklanmaktadır.Bu açıklamalar,Chao Kok Sui'nin Advance Pranic Healing adlı kitabından ve Taocu Usta Mantak Chia'nın seminerlerinden derlediğim notlarından alınmıştır: Yeşil Enerji Özellikleri: 1. Parçalama 2. Sindirme 3. İltihap dağıtma 4. Temizleme 5. Toksinlerden arındırma 6. Dezenfekte etme 7. Çözme 8. Hastalığı oluşturan biyoplazmik maddenin gevşetilmesi 9. Ölü ya da hasta hücrelerin parçalanıp bedenden uzaklaştırılması Yeşil enerji,Mantak Chia'nın tanımı ile, beden üzerinde bir tür sabun ya da deterjan etkisi göstermekte ve hastalıklı bölgedeki zararlı biyoplazmik maddelerin çözünmesini sağlamaktadır.Bu maddeler yeşil ışık ile çözündürüldükten sonra mavi ışık ile yıkanmaktadır.Bu bölgedeki hastalıklı enerjinin beden dışına atılması,bedenin bu bölgelerine taze ve sağlıklı enerji akışını başlatır ve bu sayede iyileştirme sağlar. Mavi Enerji Özellikleri: 1. Temizleme 2. Dezenfekte etme 3. Dizginleme,denetim altına alma 4. Toplama 5. Rahatlatma 6. Serinletme Mavi enerji,tıpkı su gibi hareket eder ve yeşil enerji tarafından çözülen biyoplazmik maddelerin bedenden atılmasını sağlar. Eflatun (Menekşe) Enerji Eflatun enerji,diğer bütün renklerin enerjisini ve gücünü barındırır.Zarar görmüş organları,dokuları ve sinirleri iyileştirir ve canlandırır. Eflatun enerjinin bir diğer özelliği de bedene her çekildiğinde hem kendi gücünü hem de diğer şifa verici enerjilerin gücünü arttırmasıdır.Bu enerji,dokulara,hücrelere ve sinirlere güçlü bir şekilde işleme özelliği nedeniyle hem kullanımı diğer enerji türlerinden daha kolay hem de daha etkilidir. Üç ışığın etkilerinin,uygulayan kişinin bilinci ile güçlü bir ilişkisi bulunmaktadır.Bu nedenler bu çalışmayı uygularken bedenine çektiğiniz enerjilerin sizi kesinlikle iyileştirdiğini,güçlendirdiğini ve canlandırdığını bilmeli ve buna emin olmalısınız. Şimdi çalışmaya geçelim. Uygulama 1. Bir sandalyenin kenarına oturarak ya da Ağaç Duruşu,Zhang Zhuang çalışmasında açıklandığı gibi ayakta durarak çalışmaya hazırlanın. (isterseniz bunun nasıl yapıldığını daha sonra yazarım) 2. Eğer bir sandalyeye oturacaksanız,sandalyenin kenarına oturup ayaklarınızı yere basın.Sırtınızı dik tutun. nn Çenenizi hafifçe geriye doğru çekerek ensenizin düz olmasını sağlayın.Ellerinizi dizlerinizin üzerine koyabileceğiniz gibi avuçlarınız yukarıda kalacak şekilde serbestçe bacaklarınızın üzerine de koyabilirsiniz.Bu konuda nasıl rahat ediyorsanız o şekilde davranın.Dilinizin ucunu üst dişlerinizin biraz gerisinde damağınıza dayayın ve çalışmanın sonuna kadar dilinizi bu şekilde tutun. 3. Şimdi karın bölgenizin gevşemesini sağlayın. Bir iki dakika kadar zihninizi gevşek ve serbest tutarak bilincinizi karnınızın üzerinde tutun. 4. Başınızın üzerinde kadim,son derece güçlü,pırıl pırıl renkleriyle yemyeşil bir orman hayal edin.Bu orman o kadar büyük olsun ki, başınızın üzerindeki tüm gökyüzünü kaplasın. 5. Bir süre bu ormanın huzurunu ve canlandırıcı enerjisini hissederek oturun. 6. Ardından bırakın tüm orman spiraller çizerek,tüm gökyüzünü kaplayacak büyüklükte yemyeşil,pırıl pırıl bir enerjiye dönüşsün. 7. Yeşil enerji spiraller çizerek tıpkı bir girdap gibi gökyüzünden aşağıya doğru insin ve başınızın tepesinden bedeninize girsin. 8. Pırıl pırıl,yemyeşil enerjinin başınızdan girerek spiraller çizip yukarıdan aşağıya kadar tüm bedeninizi süpürüp aşağıya doğru indiğini hissedin ve hayal edin.Çalışmanın sırrının gevşemek olduğunu aklınızdan çıkarmayın.Bu hayali,gevşek ve rahat bir şekilde koruyun.Yeşil enerji,bedeninizi , spiraller çizerek tıpkı bir sabun gibi yıkarken hastalıkların çözüldüğünü ve aşağıya doğru girdap şeklinde hareket eden yeşil enerji ile birlikte bedeninizden atıldığını hissedin.Bedeninizin bazı bölgelerinde tıkanıklık hissedebilirsiniz;bunlar genellikle bedeninizde sorun olan bölgelerdir. 9. Bırakın hastalıklı enerji,yeşil ışık ile birlikte ayak tabanlarınızdan girdaplar çizerek çıksın ve dünyanın merkezine doğru gitsin.Dünyanın merkezine ulaştığında,hastalıklı enerjilerin üzerini örttüğünüzü hayal edin ve bilincinizi yeniden başınızın üzerindeki yeşil enerjiye yönlendirin. 10. Yeşil enerjiyi bu şekilde 3 kez bedeninize çekin ve bedeninizin her bir bölgesinin,her bir hücresinin bu enerji ile yıkandığını hissedin. 11. Şimdi başınızın üzerinde,tüm gökyüzünü kaplayacak büyüklükte bir okyanus hayal edin. 12. Bir süre bu okyanusun huzurunu ve canlandırıcı enerjisini hissedin. 13. Ardından bırakın,bu dev okyanus,spiraller çizerek tüm gökyüzünü kaplayacak büyüklükte masmavi, pırıl pırıl bir enerjiye dönüşsün. 14. Pırıl pırıl,masmavi enerjinin başınızdan girdiğini ve spiraller çizip yukarıdan aşağıya kadar tüm bedeninizi yıkayarak aşağıya doğru indiğini hissedin ve hayal edin.Çalışmanın sırrının gevşemek olduğunu aklınızdan çıkarmayın.Bu hayali, gevşek ve rahat bir şekilde koruyun.Mavi enerji,bedeninizi spiraller çizerek tıpkı güçlü bir su akışı ile yıkarken, yeşil enerji ile çözülen hastalıklı enerjilerin aşağıya doğru girdap şeklinde hareket eden mavi enerji ile birlikte bedeninizden atıldığını hissedin.Bedeninizin bazı bölgelerinde tıkanıklık hissedebilrsiniz;bunlar genellikle bedeninizde sorun olan bölgelerdir. 15. Bırakın hastalıklı enerji,mavi ışık ile birlikte ayak tabanlarınızdan girdaplar çizerek çıksın ve dünyanın merkezine doğru gitsin.Dünyanın merkezine ulaştığında,hastalıklı enerjilerin üzerini örttüğünüzü hayal edin ve bilincinizi yeniden başınızın üzerindeki mavi enerjiye yönlendirin. 16. Mavi enerjiyi bu şekilde 3 kez bedeninize çekin ve bedeninizin her bir bölgesinin,her bir hücresinin bu enerji ile yıkandığını hissedin. 17. Şimdi başınızın üzerinde pırıl pırıl,yıldızlarla dolu berrak bir gökyüzü hayal edin.Bu gökyüzünün altında oturun ve onun sonsuzluğunu ve huzurunu hissedin.Bırakın bu güzellik,huzur ve sonsuzluk duygusu içinizi huşu ve sevinç ile doldursun. 18. Gökyüzünde dilerseniz tüm yıldızları,dilerseniz belli bir yıldızı seçebilirsiniz.eğer gökyüzü konusunda bilginiz varsa, Büyük Ayı takım yıldızını ve Kutup Yıldızını seçin.Bu yıldızlar,Taocu çalışmalarda son derece önemlidir. 19. Seçtiğiniz yıldızlardan ya da Büyük Ayı takım yıldızı ve Kutup Yıldızın'dan gelen eflatun,menekşe rengi ışığı farkedin.Bırakın bu eflatun enerji doğrudan doğruya başınızın tepe noktasından bedeninize girsin. 20. Eflatun enerjinin tüm bedeninize yayılarak bedeninizin her bir hücresini doldurduğunu ve hem hücrelerinizi hem de bedeninizin tamamını eflatun bir ışığa dönüştürdüğünü hissedin.Bırakın tüm hücreleriniz,dokularınız,sinirleriniz ve organlarınız iyileşsin,yüksek güçlü enrejiyle dolsun. (Böyle bir çalışmanın ardından beden enerjim bir akupunktur uzmanı tarafından,elektronik aletler aracılığıyla test edilmiş ve organların kısa sürede inanılmaz bir enerji ile dolduğu görülmüştü.) 21. Bedeninizi 3 kez eflatun enerji ile doldurun. 22. Şimdi dikkatinizi yeniden karnınıza yönlendirin ve bu bölgenin gevşek ve rahat olduğundan emin olun. 23. Karnınızın alt kısmında kendinizin en mükemmel halini hayal edin.Karnınızın alt kısmında kendinizi görün.Kendi imajınızı istediğiniz yaşta ve halde görebilirsiniz.Kendinizi olabileceğiniz en mükemmel halinizde hayal edin.Bu görüntünüzü gözünüzün önünde canlandırın. 24. Ardından karnınızın alt kısmındaki bu görüntünüzü kalbinize yükseltin.Aynı görüntüyü bir süre kalbinizde izleyin. 25. Bir süre sonra kendi mükemmel görüntünüzü bu kez beyninizin merkezine yükseltin.Kısa bir süre beyninizin merkezinde bu görüntüyü koruduktan sonra bir anda 6 yöne doğru evrene yayın:Sola,sağa,öne,arkaya,yukarıya ve aşağıya.Aynı imajdan altı tane yaratıp bu görüntülerin bir anda evrenin sonuna kadar ulaştığını hayal edin.Evren bu görüntüyü bir tür komut olarak alacak,iyice güçlendirecek ve onu gerçekleştirmek için size geri yollayacaktır.

Migren İçin Şifa Eli Mudrası & Parmak Baskı Noktası

Migreninizi şifalandırmak için uygulayabileceğiniz bir mudra öğreteceğiz. İlk adımda işaret ve orta parmaklarınızın ucu ile baş parmağınıza dokunun. İkinci adım yüzük parmağınızı avuç içinize baskı yapacak şekilde dokundurun. Son olarak küçük parmağınız ise bükülmeden dışarıda kalsın. Bu mudrayı her iki elinizle aynı anda çalışmalısınız. Bunu altı dakika boyunca günde üç defa yaparken migreninizin ne kadar hızla kaybolacağını göreceksiniz. Bu mudrayı konuşurken, yürürken, televizyon seyrederken, yemek molalarınızda ya da her yerde uygulayabilirsiniz. Yemekten önce veya sonra, diğer bir deyişle dolu yada boş mide yapmanızın hiç bir sakıncası yoktur. İstediğiniz yerde ve zamanda uygulayabilirsiniz. Mudranın beraberinde zihninizde bir hafiflik hissederek dört ya da beş defa şu olumlamayı tekrar edin; “Ben dingin, sakinleşmiş hafif bir başa sahibim.” Ancak migreninizin geçmesi için alabileceğiniz desteğin gecikmesi halinde ve ağrının yaklaşıyor olduğunu hissettiğiniz durumlarda başka bir yöntem önereceğiz. Aşağıdaki resimde gördüğünüz şekilde parmaklarınızın ucu ile iki noktaya baskı uygulamalısınız. Bunu heryerde ve dolu ya da boş mide ile yapabilirsiniz. Parmaklarınızın ucu ile yüzük parmağınızın resimde görülen bölümlerine nazikçe bastırın. Bu baskıyı 3-4 dakika kadar uygularken normal ve sakin nefes almaya çalışın.

Gözleri Dinlendiren ve Canlandıran Yoga Hareketleri

Gözlerinizi dinlendiren ve canlandıran yoga hareketleri.. Bu egzersizler bilgisayarın önünde uzun saatler geçirenler için ideal bir çalışmadır. Bu egzersizler bilgisayarın önünde uzun saatler geçirenler için ideal bir çalışmadır. Her gün kolaylıkla yapacağınız bu hareketler gözlerinizin etrafındaki şişlerin inmesine yarar ve göz sinirlerini rahatlatır. Rahat bir pozisyonda dik olarak oturun. Gözlerinizi kapatın. Nefesiniz burun deliklerinizden girip çıkarken nefesinize odaklanın. Temiz ve serin havayı alın, kirli ve sıcak havayı verdiğinizi hissedin. Şimdi avuçlarınız iyice ısınana kadar birbirine sürtün. Sonra avuçlarınızın alt kısmını göz çukurunuzun üzerine kapatın. Gözümüzü çevreleyen göz kaslarını (orbicularis oculi) avucunuzun alt kısmı ile itin ve kasın. Bu hareketi 10 kez tekrar edin, dinlenin ve 5 kez daha tekrar edin. 2- Göz altları için Bu hareket gözümüzü çevreleyen göz kaslarını (orbicularis oculi) güçlendirir ve gözdeki kırışıklıkları azaltır. İki elinizle V harfi yapın ve işaret parmaklarınızı gözünüzün en dış kısmına yerleştirin. Orta parmağınızı ise gözünüzün iç sınırına yerleştirin. Gözünüzün alt ve üst kapaklarını göz kırpma hareketi gibi hızla hareket ettirin. Bu hareket esnasında gözlerinizi açık tutmaya çalışın. 10 kez göz kırpın, durun, sonra 2 kez daha tekrar edin. 3- Göz kapakları için Bu hareket kaşın alt kısmına gelen göz bölgesine yöneliktir. Göz kapaklarında oluşan kırışıklıklara ve sarkmaları önler. Başparmak hariç 4 parmağınızı kaşlarınızın üzerine yerleştirin ve kaşlarınızı hafifçe yukarı itin. Gözlerinizi kapatın, göz kapaklarınızı aşağı doğru çekerek karşı bir direnç oluşturun.10 kez aynı hareketi 2 set halinde tekrarlayın. 4- Göz kırışıklıkları ve gözdeki şişkinlikler için Gözlerinizi çok rahatlatacak bu egzersizi yorucu bir günün sonunda veya arada dinlendiğinizde uygulayabilirsiniz. İşaret parmağınız ve orta parmağınızla yanlamasına V harfi yapın. Başparmağınızı göz kapağınıza yerleştirip kaşınıza doğru itin. Orta parmağınızı gözünüzün altına koyun. Parmaklarınızın ucu ile gözünüzün etrafındaki kasları itin ve kasın. 1- 2 saniye tutun ve bırakın. Şimdi parmaklarınızı birleştirin ve gözünüzün ortasına koyun. Parmak uçlarınızla göz kaslarınızı (orbicularis oculi) itin. 1- 2 saniye tutun ve bırakın. Göz yuvarlağınızın üzerine birkaç saniye hafifçe baskı uygulayın, gözlerinizi yavaşça açın ve göz kırpın. 5- Üst göz kapakları için Yaş ilerledikçe kaşlarla gözün üst kısımları arasındaki mesafe kısalır. Bu egzersiz kaşların altındaki ki kasların kuvvetlenmesini sağlar, sarkmasını önler. İşaret parmaklarınızı yarım ay şekline getirin ve göz kapaklarınızın üzerindeki göz kemiğinin üzerine, kaşınızın tam altına yerleştirin. Parmaklarınızı hafifçe kemiğin üzerine bastırın. Göz kapaklarınızın üzerindeki kaslarla parmaklarınıza doğru bir direnç oluşturun. Bu hareketi 10 kez tekrar edin. 6- Göz boşluğu masajı ve kırışıklıkları yok eden hareket İşaret veya orta parmağınızı burun köprüsünün hemen altına yerleştirin. Parmağınızı köprüden yukarı doğru ve kaşlarınızın altına gelen kemiğe doğru hareket ettirin. Kaşlarınızın altında, kemiğin aşağıya döndüğü yerde bir çıkıntı hissedeceksiniz, o kısmı biraz ovun. Şimdi kaş altı kemiğini sol gözünüzün uç köşesine kadar parmağınızla takip edin. Bu çalışmayı tamamladıktan sonra sol elin işaret parmağını sağ gözünüz ortada kalacak şekilde yerleştirin.(İşaret parmağı karşın altında, orta parmak gözün altında) Aynı zamanda sağ işaret parmağınızı sağ gözünüzün uç noktasına yerleştirin. Sağ gözün alt kısmındaki orta parmağınızı aşağı doğru iterken sağ gözün ucuna yerleştirdiğiniz işaret parmağınızla hafifçe sağ tarafa doğru çekin. Bu harekette sadece alt göz kapağı hareket etmelidir. Her göz için 8 kez uygulayın. 7- Yorgun ve sarkık göz kapakları için Bu egzersiz biraz konsantrasyon gerektirir fakat özellikle sarkık göz kapaklarını kaldırmak için son derece faydalıdır. İşaret parmaklarınızı enlemesine şakaklarınızın üzerine basınç uygulayarak saç diplerinize doğru çekin. Alnınızda çizgiler oluşturmadan gözlerinizi çevreleyen kaslarınızı parmaklarınızın ucuna doğru hareket ettiriniz.( bir direnç oluşturun) Bu egzersizde 5’e kadar sayın ve bırakın. Bu hareketi 5 kez tekrarlayın. Yoga Danışmanı Beklen Dalgakıran

Diyafragmatik (abdominal) nefes egzersizinin öğretilmesi:

Bu nefes egzersizlerinin amacı doğru nefes alıp vererek, nefesimiz ile karın kaslarımız ve anal kaslarımız arasında uyum sağlamaktır. Genelde nefes alıp verirken iki tip teknikten birini kullanırız. Göğüs tipi veya diyafragmatik (abdominal) tipdir. Bu eksersizlerle amacımız, abdominal tip nefes almayı sağlamaktır. Bunu teknik olarak nasıl yaparız: 20 dakikalık bir çalışma için rahatsız edilmeyeceğiniz sessiz bir yer seçin, bir sandalyeye rahat bir şekilde oturun ve bacaklarınızı 20 cm kadar açın, ayaklarınızın altına ayaklarınızı 5 cm yükseklikte tutacak bir eşya koyarak yükseltin. Bir elinizi göğsünüze, diğer elinizi karnınızın üzerine koyun. Yavaş ve sabit bir hızda saniyede bir sayıya denek gelecek şekilde 10 sayı sürecek derin bir nefes alın. (Nefes aldığınızda, karnınızın üzerindeki elinizin karnınızın şişmesiyle dışarıya doğru hareket ettiğini görmelisiniz. Nefes aldığınızda göğüs kafesinizin genişlememesini göğsünüzün üzerindeki elinizin çok az hareket etmesini veya hiç hareket etmemesini temin ederek kontrol edebilirsiniz.) Sonra nefesinizi yaklaşık 20 sayı tutun, Daha sonra nefesinizi yavaşça 10 sayıda verin. Bir sonraki eksersizi yapmadan önce 5 sayı dinlenmelisiniz. Günde en az 3 kere, enaz 20 dakika yapılması uygundur. Bu nefes alıp verme egzersizi stresinizi azaltmanıza da yardımcı olur.

Valsalva tekniği

Vücudun genel sıkışıklığının giderilmesi, valsalva denilen kulak iç ve dış basıncının dengelenmesi ile sağlanabilir. Kulak iç ve dış basıncını eşitlemek, daha çok sualtına dalmanın safhalarında kullanılan bir teknik olmakla birlikte, dengelenmek ve strese yönetimi açısından da çok önemli bir çalışmadır. Antonio Valsalva 1700 senelerinde ilk defa kulak eşitlemeyi; burnun kapatıldıktan sonra, ciğerlerin, diyaframın kasılması ile sıkıştırılarak, burun boşluğuna hava basıncı uygulanması olarak tanımladı. Bu yöntem östaki yolu ile orta kulağa belirli bir hava basıncı ulaştırmaya hedeflidir. Kolay bir yöntemdir ve Diyafram adalesini kullanabilen herkes tarafından başarı ile uygulanabilir. Ağız ve burun kapalıyken zorlu nefes vermeye çalışarak, östaki borusu ve sinüs kanalları yoluyla orta kulak ve sinüsler ile kulak zarının dışı arasındaki basınç farkını eşitleme manevrasıdır. Kısaca kulak zarının içerisindekiyle dışarısındaki basıncı eşitleme işlemidir. Burnu sıkıca kapalı tutarak yine burundan nefes vermeye çalışarak yapılır, ta ki kulak zarının "açıldığı" hissedilene kadar. Dalgıçlarda yoğun kullanılır. Uçak yolculukların da, özellikle uçağın inişe geçtiği hallerde ortaya çıkan ağrıyı giderir. Kişinin psikolojik dengelenmesi sağlar. Herman Frenzel ikinci dünya savaşında, Alman Hava Kuvvetleri'nde savaş pilotu olarak görev aldığı dönemde, kabin içi basıncının ayarlanamadığı uçaklarla, çok ani dalışların yapıldığı manevralarda kulak eşitlemek ihtiyacını kendi adı ile anılan Frenzel tekniğini literatüre valsalva tekniğine alternatif olarak geçirmiştir. Ciğerlere giden nefes borusunun girişi, epiglottis tarafından kapatılıp açılabilir. Ciğerlerimize giren veya ciğerlerimizden çıkan havanın yönlendirilmesi ise küçük dilimiz tarafından yapılır. Küçük dilimiz nötr olduğunda hava her iki yoldan, yani hem burnumuzdan hem de ağzımızdan çıkabilir veya girebilir. Diğer bir anlatımla, hem burnumuzdan, hem ağzımızdan, aynı andan nefes alabilir veya verebiliriz. Küçük dil kalkık durumda burun boşluğu kapatıldığı için, hava sadece ağzımızdan girip çıkabilir. Küçük dil düşürüldüğünde ağız boşluğu kapatıldığı için hava sadece burnumuzdan girip çıkacaktır. Östaki kanallarının ağızları, arka burun boşluğuna açılır. Kulak eşitleme işleminin anahtarı, havayı bu kanallara girmeye zorlamaktan ibarettir. Burun baş ve işaret parmağı ile kapatılmıştır. Küçük dil nötr pozisyondadır. Epiglottis kapalı pozisyondadır. Dilin arkaya doğru hareket ettirilerek kasılması sonucu, ağız boşluğunda hapsolan hava sıkışır. Epiglottis, nefes borusunu kapadığı için, hava, ciğerlere gidemez. Yemek borusu kapalı olduğu için mideye de gidemez. Geriye kalan iki yoldan biri olan burnu da biz kapattığımıza göre geriye tek yol kalır: Açık olan östaki kanalları. Dilimiz oldukça kuvvetli bir kastır ve uyguladığı basınç, havayı eşitlemeyi sağlayacak kadar sıkıştırabilir. Bu yöntemin en büyük avantajı, eşitleme yapan havanın basıncının sadece dilin hareketi ile kontrol edilmesidir. Genellikle çoğumuz, epiglottis ve küçük dili kontrol etmeyi bilmeyiz. Aynı şekilde, dilin, bir piston gibi nasıl kullanılacağı da bilinmez. Bu tekniği uygulayabilmek için öğrenmemiz gereken işlemleri sırası ile görelim; Ağız boşluğunun hava ile doldurulması Yanaklarınızı bir balon gibi şişirin ve bir kaç saniye bu vaziyette tutun. Sonra, yanaklarınızı kullanarak, ağzınızdaki havayı, ciğerlerinize geri itin. Bu işlemi rahatlıkla yapabilene kadar defalarca tekrarlayın. Epiglottis' i kontrol edebilmek için en iyi çalışma gargara yapmayı öğrenmektir. Bunun için ağzınıza bir miktar su alın. Başınızı geriye kaldırın, fakat suyun gırtlağınızdan geçmesine izin vermeyin, tabi ki suyu da yutmayın. Epiglottis' i kapattığınız için su gırtlağınızdan geçmemektedir. Küçük dilin kontrol edilmesi Ağzınızı kapatın, burnunuzdan nefes alın, burnunuzdan nefes verin, tekrar nefes alın, ağzınızı açın, Ağzınız açık iken sadece burnunuzdan nefes verin. Ağzınızdan hiç hava gelmemesi gerekiyor. Aynı şekilde sadece burnunuzdan nefes alın. Ağzınızdan hiç hava girmemesi gerekiyor. Bu şekilde ağzınız açık iken nefes alıp vermeye devam edin. Pozisyonunuzu değiştirmeden bu defa sadece ağzınızdan nefes alıp verin, burnunuzdan hiç hava akımı olmamalı. Ağzınız açık pozisyonda iken, isteğinize göre, burnunuzdan veya ağzınızdan ayrı, ayrı nefes alıp verebiliyorsanız, sonraki aşamaya geçin. Derin bir nefes alın, ağzınızı açın ve öyle tutun, sadece ağzınızdan yavaşça nefes vermeye başlayın, ağzınız açık pozisyonda, ağzınızdan nefes verirken, sadece burnunuzdan nefes vermeye başlayın Dilin blok engel olarak kullanılması Ciğerlerinizden hava çıkışını, sadece dilinizi kullanarak durdurabilmeniz gerekir. Ağzınızdan nefes vermeye başlayın Ağzınızı kapatarak havanın çıkışını engelleyin, bu durumda yanaklarınız biraz şişecektir. Tekrar nefes alın ve bu defa ağzınız açık iken epiglottis' i kapatarak nefes vermeyi durdurun. Havanın ağzınızdan çıkmasına engel olmanın iki şeklini bunlardır. Dili kullanmak Nefes aldıktan sonra, ağzınızdan yavaşça verirken, T harfini söylerken yaptığınız gibi, dilinizin ucunu üst ön dişlerinizin arkasında damağınıza değdirin. Havanın çıkışı, biraz engellenecektir. Bu pozisyonu bozmadan, dilin arka kısmını da, azı dişlerinizin iç tarafına değdirirseniz, havanın çıkışını tamamen önlersiniz.

Nefes teknikleri ile stres yönetimi

Nefes teknikleri ile stres yönetimi için rektum ve valsalva çalışması Günlük yaşamınızda fazlaca duymaya alışık olmadığınız sözcükler olan “Rektum” ve “valsalva”a aslında tıp bilgisine ilgi duyan kişilerin iyi bildikleri ama birbirleri arasında ve nefesle bağlantı kurmakta zorlanabilecekleri kavramlardır. Kısaca özetlemek gerekirse rektum sıkıştırması ve valsalva, stres yönetimi ve gevşeme çözümleri açısından üzerinde durulması gereken çalışmalardır. Gün içinde kendinizi korku, kaygı içinde veya stresten gerilmiş bir vaziyette birçok adale grubunun sertleşmiş durumda olduğunu fark ederek, çeneniz ve dil kökünüz setleşmiş, dişlerinizi sıkıyor, omuzlarınızı yukarı kaldırmış, karnınızı kasmış durumda bulabilirsiniz. Siz farkına varıp özel olarak bırakmadıkça gün içinde uzunca bir süre bu durumunuz devam eder. Gereksiz enerji kaybına, yorgunluğa, vücudunuzda kalıcı blokajlar ve rahatsızlıklar oluşmasına yol açar. Davranışlarınızın kontrolsüz, kendinizi gergin, dengesiz ve uyumsuz hissedersiniz. Stresi en yoğun olarak hissedeceğiniz ve kolayca kontrol edemediğimiz alan kalınbağırsağın rektum adı verilen bölgesidir. Kabulsüzlüğün ve direnç göstermenin kendini ifade ettiği merkez olarak kabul bilinir. Diyafram kullanımı ve derin nefes alış verişleri ile bu bölge nötr hale getirilebilir. Derin nefes alış verişlerinin diyaframın parasempatik sinir düğümleri baskılaması ile gevşeme ve çözülmeler sonucunda rahatlamalar oluşturulur. Her nefes aldığınızı hatırladığınızda veya “ ben nefes alıyorum ” diyerek dikkatinizi nefesinize odaklayabildiğinizde, beraberinde nefes alıyorum, yaşıyorum, canlıyım, burada ve şimdideyim. Peki ne durumdayım? Sinirli ve gergin miyim? Zihnim ve bedenim rahat ve huzurlumu? Sorularını kendinize sorabilirsiniz. Sıkışık adale gruplarının farkına vararak, nefes alışverişleri ile teker, teker çözebilir, özellikle rektum bölgesinin kasılmış olduğunun farkına vararak önce derin nefes alıp daha sonra rektumu serbest bırakmayı deneyebilirsiniz. Her yeni derin nefes alışınızdan arkasından rektumu bir kez daha bırakmayı denemek gerekir. Her seferinde biraz daha bırakmanıza rağmen hala gerginlik hissederseniz, derin nefes alış verişlere ve bırakma işlemine rektum tamamen nötr hale gelinceye kadar devam etmeniz gerekir. Rektum serbest kaldığında bütün vücudunuzun çözüldüğünü, duygu ve düşünce kontrolünü yeniden kazandığınızı gözlemleyebilirsiniz. Rektum, kalınbağırsağın; uzunluğu yaklaşık olarak oniki cm kadar olan ve anüse yaklaştığında genişleyen üçüncü bölümüdür. Alt bölüm normalde boş olmasına karşın, müzmin kabızlarda bu bölge dışkıyla dolu olabilir. Rektumun ön yüzü erkeklerde mesane, prostat, kadınlarda ise rahim ve vagina ile komşudur. Anüs ise yaklaşık olarak dört cm uzunluğunda rektumun devamı olarak iki büzücü kasa sahip, istemli olarak kontrol edilebilen kalın bağırsağın dışarı açılan kapısıdır.

REBIRTHING Nefes Tekniği

"Zihin ve nefes insan bilincinin kral ve kraliçesidir ” Leonard Orr Düşüncelerinizi değiştirmeniz, bilincinizi genişletmeniz ve negatif duygularınızı iyileştirmeniz kendinizi gerçekten tanımanıza, huzurlu ve sakin olmanıza kendinize çok daha mutlu, yaratıcı, sevgi dolu ve bereketli bir hayat yaratmanıza yardımcı olur. Nefes alma dünyamızla aramızdaki en hayati ve mahrem bağımızdır. İnsanların büyük çoğunluğu azami sağlık için yeterli ve verimli bir şekilde nefes almamaktadır. Bu nedenle, hayatta yaşadığımız üzüntüleri, korkuları, sıkıntıları ve hatta sevinçleri bile doyasıya yaşayamadan bastırmaktayız. Bilinçli veya bilinçsiz içimize attığımız her türlü duygu ve tepki, çeşitli sağlık sorunları yaşamamıza neden olup, her insanda doğuştan varolan yaşam enerjisini kullanmamızı sınırlamaktadır. Rebirthing Nefes Tekniği bedensel, zihinsel, duygusal ve ruhsal yararlar sağlayan, doğal ve içgüdüsel nefes alma kapasitenizi yeniden kazanmanıza yarayacaktır. Rebirthing'in ve Bilinçli Nefes Almanın Faydaları: Rebirthing Nefes Tekniği ve Bilinçli nefes almanın pek çok olumlu etkisi var. • Rebirthing düzenli yapıldığında zihninizde ve vücudunuzda hayatınız boyunca oluşan olumsuz düşünce kalıplarını yok eden bir nefes tekniğidir. Olumsuz düşünceler seanslarda fiziken karıncalanma, ısınma şeklinde ve düşünce olarak vücuttan atılır. • Rebirthing nefes alma tekniği ile beyine normalden çok daha fazla oksijen gittiği için yaşlanmayı da geciktiren bir tekniktir. • Seanslarda nefes ile kan dolaşımı artar ve düzenli yapıldığında bir diyet programı ile beraber yapılırsa aşırı kiloları vermek için yardımcı olur. • Rebirthing hayatınızda yapmak istediklerinizden sizi alikoyan tüm engelleri aşmanız için destekleyici bir tekniktir. • Rebirthing ile yaşam enerjinizi daha etkili kullanabilirsiniz. Nefesinizle yaratıcı benliğinize ulaşabilirsiniz. • Seanslarda kapanmış olan çakra merkezlerinizin açılmalarını yaşayabilirsiniz. • Rebirthing seanslarında nefesle duygularınızı kökünden değiştirmek mümkündür. Nefesler sevgiye, üzüntüler sevince, kızgınlıklar güce dönüşür. Böylece yaşam gücünüz kuvvetlenir ve her şeyin özü olan ‘sevgi’ enerjisini daha çok hissedersiniz. • Bunun dışında Rebirthing endişe, sıkıntı ve kısıtlayıcı düşünce kalıpları gibi birçok olumsuz etkilerin ortadan kaldırılmasında etkilidir. Olumsuz ve kısıtlayıcı düşünce ve duygulardan kurtulup hayata daha olumlu baktığınızda çok daha enerjik, canlı ve mutlu olursunuz. Rebirthing seanslarında birçok kişi kendilerini daha evvel hiçbir zaman hissetmedikleri kadar derin bir huzur içerisinde hissederler. • Alınan günlük toksinlerin yaklaşık %70’i nefes ile atılır Birçoğumuz nefes alırken farkında olmadan nefesimizin %80’ini kısıtlıyoruz. Mutlu bir çocuğa bakın nasıl kendini %100 ifade eder istediği yerde ağlar veya güler, bu maalesef hayatımızda ilerledikçe toplumun ve bizim kendimize koymuş olduğumuz kısıtlamaların sonucunda kendimizi istediğimiz şekilde hürce ifade edebilme yeteneğini, veya isteğini kaybediyoruz. Bağırmak istediğimiz yerde yanlış anlaşınılmaktan korkup susuyoruz veya kontrollü sesimizi yükseltiyoruz, ağlamak istediğimiz yerde içimize atıp susuyoruz. Nefesimizi kısıtlamak, hoşumuza gitmeyen bir duyguyu kabullenmekten kaçındığımızda nefesimizi tuttuğumuz zaman oluşuyor. Nefesimizi tutarak duygularımızı bastırıyoruz ve bilinçaltımıza atıyoruz. Bu duyguları bastırdığımızda ve buna sürekli devam ettiğimizde hepsini içimizde tutarak, bir volkan gibi her an patlama hazır olan korkunç bir enerji biriktiriyoruz-bu hem bedenimizdeki enerjinin rahatça akmasını engeleyip blokajlar yani hastalıklar yaratıyor, ayrıca da kronik gerginliğe yol açıyor. Bundan dolayı günden güne enerjimiz azalıyor, sabahları yataktan kalkmaya zorlanıyoruz, zaman içinde hastalanıyoruz ve hücrelerimiz ölünce yaşlanıyoruz. • İlişkilerinizde veya işinizde devamlı başarısız mı oluyorsunuz? • Sürekli üzücü durumlar ve hayal kırıklıkları mı yaşıyorsunuz? • Çocukluğunuzda veya ilişkilerinizde yaşadığınız olumsuz anılarınız siz hala rahatsız mı ediyor veya zaman zaman bunlar aklınıza mı geliyor? • Neden hayatınız ‘istediğiniz gibi’ değil ? Bunların sebebi sadece ‘kader’iniz değil, bilinçaltınızda şu ana kadar oluşturmuş olduğunuz çöplükteki blokajlar yani farkında olmadan bastırdığınız enerjiler.. Hepimiz doğduğumuz andan itibaren (hatta rahime düştüğümüz andan itibaren) ve atalarımız tarafından bize DNA’lar ile aktarılmış olan olumlu olumsuz binlerce nesil boyu bastırılmış enerjiler. Aslında yaşamın bir parçası bu, daha küçük bir bebek iken, hatta rahimde bile bastırmaya başlıyoruz bazı duyguları, düşünceleri, bunu kendimizi korumak için yapıyoruz. Buna mecburuz… Bunu farklı ve kısıtlayıcı nefes alışkanlıkları geliştirerek yapıyoruz ve zaman içinde bu nefes alışkanlıkları da yaşamımızı kısıtlamaya başlıyor… Sonuç ne: üzüntü, mutsuzluk, hayal kırıklıkları. Artık kısıtlayıcı bir hayat yaşamak zorunda değiliz! Her şeyin azı ile yetinmeye ve bunu kabullenmeye mecbur değiliz! Kendimizi, enerjimizi değiştirebilir, yıllar boyunca kendimizi korumak için yarattığımız blokajları, olumsuz düşünce kalıplarımızı yaşamımızdan çıkartabilir yerine çok daha olumlu gerçekleşmesini istediğimiz kalıpları koyabiliriz! Olumsuz duygularımızı iyileştirebilir, daha pozitif, sevgi dolu, huzur ve anlayış dolu bir yaşama adım atabiliriz! alıntıdır.