25 Mart 2012 Pazar

Üç İyileştici Işığın Bedene Çekilmesi

Üç ışık,evrende bulunan iyileştirici Pranik Enerji'ye karşılık gelmektedir.Üç ışığın beden üzerindeki iyileştirici etkileri zaman zaman inanılmaz boyutlara varabilmektedir.Bu çalışma iki ustanın çalışmalarından alınmış,ancak burada sizler için basitleştirilmiş olarak sunulmuştur.Çalışmanın basitleştirilmiş olması kesinlikle etkisinde bir azalmaya neden olmamaktadır. Bu çalışmada üç ışık kullanılmaktadır: Yeşil,mavi ve eflatun(menekşe).Aşağıda üç ışığın etkileri ve kullanım alanları açıklanmaktadır.Bu açıklamalar,Chao Kok Sui'nin Advance Pranic Healing adlı kitabından ve Taocu Usta Mantak Chia'nın seminerlerinden derlediğim notlarından alınmıştır: Yeşil Enerji Özellikleri: 1. Parçalama 2. Sindirme 3. İltihap dağıtma 4. Temizleme 5. Toksinlerden arındırma 6. Dezenfekte etme 7. Çözme 8. Hastalığı oluşturan biyoplazmik maddenin gevşetilmesi 9. Ölü ya da hasta hücrelerin parçalanıp bedenden uzaklaştırılması Yeşil enerji,Mantak Chia'nın tanımı ile, beden üzerinde bir tür sabun ya da deterjan etkisi göstermekte ve hastalıklı bölgedeki zararlı biyoplazmik maddelerin çözünmesini sağlamaktadır.Bu maddeler yeşil ışık ile çözündürüldükten sonra mavi ışık ile yıkanmaktadır.Bu bölgedeki hastalıklı enerjinin beden dışına atılması,bedenin bu bölgelerine taze ve sağlıklı enerji akışını başlatır ve bu sayede iyileştirme sağlar. Mavi Enerji Özellikleri: 1. Temizleme 2. Dezenfekte etme 3. Dizginleme,denetim altına alma 4. Toplama 5. Rahatlatma 6. Serinletme Mavi enerji,tıpkı su gibi hareket eder ve yeşil enerji tarafından çözülen biyoplazmik maddelerin bedenden atılmasını sağlar. Eflatun (Menekşe) Enerji Eflatun enerji,diğer bütün renklerin enerjisini ve gücünü barındırır.Zarar görmüş organları,dokuları ve sinirleri iyileştirir ve canlandırır. Eflatun enerjinin bir diğer özelliği de bedene her çekildiğinde hem kendi gücünü hem de diğer şifa verici enerjilerin gücünü arttırmasıdır.Bu enerji,dokulara,hücrelere ve sinirlere güçlü bir şekilde işleme özelliği nedeniyle hem kullanımı diğer enerji türlerinden daha kolay hem de daha etkilidir. Üç ışığın etkilerinin,uygulayan kişinin bilinci ile güçlü bir ilişkisi bulunmaktadır.Bu nedenler bu çalışmayı uygularken bedenine çektiğiniz enerjilerin sizi kesinlikle iyileştirdiğini,güçlendirdiğini ve canlandırdığını bilmeli ve buna emin olmalısınız. Şimdi çalışmaya geçelim. Uygulama 1. Bir sandalyenin kenarına oturarak ya da Ağaç Duruşu,Zhang Zhuang çalışmasında açıklandığı gibi ayakta durarak çalışmaya hazırlanın. (isterseniz bunun nasıl yapıldığını daha sonra yazarım) 2. Eğer bir sandalyeye oturacaksanız,sandalyenin kenarına oturup ayaklarınızı yere basın.Sırtınızı dik tutun. nn Çenenizi hafifçe geriye doğru çekerek ensenizin düz olmasını sağlayın.Ellerinizi dizlerinizin üzerine koyabileceğiniz gibi avuçlarınız yukarıda kalacak şekilde serbestçe bacaklarınızın üzerine de koyabilirsiniz.Bu konuda nasıl rahat ediyorsanız o şekilde davranın.Dilinizin ucunu üst dişlerinizin biraz gerisinde damağınıza dayayın ve çalışmanın sonuna kadar dilinizi bu şekilde tutun. 3. Şimdi karın bölgenizin gevşemesini sağlayın. Bir iki dakika kadar zihninizi gevşek ve serbest tutarak bilincinizi karnınızın üzerinde tutun. 4. Başınızın üzerinde kadim,son derece güçlü,pırıl pırıl renkleriyle yemyeşil bir orman hayal edin.Bu orman o kadar büyük olsun ki, başınızın üzerindeki tüm gökyüzünü kaplasın. 5. Bir süre bu ormanın huzurunu ve canlandırıcı enerjisini hissederek oturun. 6. Ardından bırakın tüm orman spiraller çizerek,tüm gökyüzünü kaplayacak büyüklükte yemyeşil,pırıl pırıl bir enerjiye dönüşsün. 7. Yeşil enerji spiraller çizerek tıpkı bir girdap gibi gökyüzünden aşağıya doğru insin ve başınızın tepesinden bedeninize girsin. 8. Pırıl pırıl,yemyeşil enerjinin başınızdan girerek spiraller çizip yukarıdan aşağıya kadar tüm bedeninizi süpürüp aşağıya doğru indiğini hissedin ve hayal edin.Çalışmanın sırrının gevşemek olduğunu aklınızdan çıkarmayın.Bu hayali,gevşek ve rahat bir şekilde koruyun.Yeşil enerji,bedeninizi , spiraller çizerek tıpkı bir sabun gibi yıkarken hastalıkların çözüldüğünü ve aşağıya doğru girdap şeklinde hareket eden yeşil enerji ile birlikte bedeninizden atıldığını hissedin.Bedeninizin bazı bölgelerinde tıkanıklık hissedebilirsiniz;bunlar genellikle bedeninizde sorun olan bölgelerdir. 9. Bırakın hastalıklı enerji,yeşil ışık ile birlikte ayak tabanlarınızdan girdaplar çizerek çıksın ve dünyanın merkezine doğru gitsin.Dünyanın merkezine ulaştığında,hastalıklı enerjilerin üzerini örttüğünüzü hayal edin ve bilincinizi yeniden başınızın üzerindeki yeşil enerjiye yönlendirin. 10. Yeşil enerjiyi bu şekilde 3 kez bedeninize çekin ve bedeninizin her bir bölgesinin,her bir hücresinin bu enerji ile yıkandığını hissedin. 11. Şimdi başınızın üzerinde,tüm gökyüzünü kaplayacak büyüklükte bir okyanus hayal edin. 12. Bir süre bu okyanusun huzurunu ve canlandırıcı enerjisini hissedin. 13. Ardından bırakın,bu dev okyanus,spiraller çizerek tüm gökyüzünü kaplayacak büyüklükte masmavi, pırıl pırıl bir enerjiye dönüşsün. 14. Pırıl pırıl,masmavi enerjinin başınızdan girdiğini ve spiraller çizip yukarıdan aşağıya kadar tüm bedeninizi yıkayarak aşağıya doğru indiğini hissedin ve hayal edin.Çalışmanın sırrının gevşemek olduğunu aklınızdan çıkarmayın.Bu hayali, gevşek ve rahat bir şekilde koruyun.Mavi enerji,bedeninizi spiraller çizerek tıpkı güçlü bir su akışı ile yıkarken, yeşil enerji ile çözülen hastalıklı enerjilerin aşağıya doğru girdap şeklinde hareket eden mavi enerji ile birlikte bedeninizden atıldığını hissedin.Bedeninizin bazı bölgelerinde tıkanıklık hissedebilrsiniz;bunlar genellikle bedeninizde sorun olan bölgelerdir. 15. Bırakın hastalıklı enerji,mavi ışık ile birlikte ayak tabanlarınızdan girdaplar çizerek çıksın ve dünyanın merkezine doğru gitsin.Dünyanın merkezine ulaştığında,hastalıklı enerjilerin üzerini örttüğünüzü hayal edin ve bilincinizi yeniden başınızın üzerindeki mavi enerjiye yönlendirin. 16. Mavi enerjiyi bu şekilde 3 kez bedeninize çekin ve bedeninizin her bir bölgesinin,her bir hücresinin bu enerji ile yıkandığını hissedin. 17. Şimdi başınızın üzerinde pırıl pırıl,yıldızlarla dolu berrak bir gökyüzü hayal edin.Bu gökyüzünün altında oturun ve onun sonsuzluğunu ve huzurunu hissedin.Bırakın bu güzellik,huzur ve sonsuzluk duygusu içinizi huşu ve sevinç ile doldursun. 18. Gökyüzünde dilerseniz tüm yıldızları,dilerseniz belli bir yıldızı seçebilirsiniz.eğer gökyüzü konusunda bilginiz varsa, Büyük Ayı takım yıldızını ve Kutup Yıldızını seçin.Bu yıldızlar,Taocu çalışmalarda son derece önemlidir. 19. Seçtiğiniz yıldızlardan ya da Büyük Ayı takım yıldızı ve Kutup Yıldızın'dan gelen eflatun,menekşe rengi ışığı farkedin.Bırakın bu eflatun enerji doğrudan doğruya başınızın tepe noktasından bedeninize girsin. 20. Eflatun enerjinin tüm bedeninize yayılarak bedeninizin her bir hücresini doldurduğunu ve hem hücrelerinizi hem de bedeninizin tamamını eflatun bir ışığa dönüştürdüğünü hissedin.Bırakın tüm hücreleriniz,dokularınız,sinirleriniz ve organlarınız iyileşsin,yüksek güçlü enrejiyle dolsun. (Böyle bir çalışmanın ardından beden enerjim bir akupunktur uzmanı tarafından,elektronik aletler aracılığıyla test edilmiş ve organların kısa sürede inanılmaz bir enerji ile dolduğu görülmüştü.) 21. Bedeninizi 3 kez eflatun enerji ile doldurun. 22. Şimdi dikkatinizi yeniden karnınıza yönlendirin ve bu bölgenin gevşek ve rahat olduğundan emin olun. 23. Karnınızın alt kısmında kendinizin en mükemmel halini hayal edin.Karnınızın alt kısmında kendinizi görün.Kendi imajınızı istediğiniz yaşta ve halde görebilirsiniz.Kendinizi olabileceğiniz en mükemmel halinizde hayal edin.Bu görüntünüzü gözünüzün önünde canlandırın. 24. Ardından karnınızın alt kısmındaki bu görüntünüzü kalbinize yükseltin.Aynı görüntüyü bir süre kalbinizde izleyin. 25. Bir süre sonra kendi mükemmel görüntünüzü bu kez beyninizin merkezine yükseltin.Kısa bir süre beyninizin merkezinde bu görüntüyü koruduktan sonra bir anda 6 yöne doğru evrene yayın:Sola,sağa,öne,arkaya,yukarıya ve aşağıya.Aynı imajdan altı tane yaratıp bu görüntülerin bir anda evrenin sonuna kadar ulaştığını hayal edin.Evren bu görüntüyü bir tür komut olarak alacak,iyice güçlendirecek ve onu gerçekleştirmek için size geri yollayacaktır.

Migren İçin Şifa Eli Mudrası & Parmak Baskı Noktası

Migreninizi şifalandırmak için uygulayabileceğiniz bir mudra öğreteceğiz. İlk adımda işaret ve orta parmaklarınızın ucu ile baş parmağınıza dokunun. İkinci adım yüzük parmağınızı avuç içinize baskı yapacak şekilde dokundurun. Son olarak küçük parmağınız ise bükülmeden dışarıda kalsın. Bu mudrayı her iki elinizle aynı anda çalışmalısınız. Bunu altı dakika boyunca günde üç defa yaparken migreninizin ne kadar hızla kaybolacağını göreceksiniz. Bu mudrayı konuşurken, yürürken, televizyon seyrederken, yemek molalarınızda ya da her yerde uygulayabilirsiniz. Yemekten önce veya sonra, diğer bir deyişle dolu yada boş mide yapmanızın hiç bir sakıncası yoktur. İstediğiniz yerde ve zamanda uygulayabilirsiniz. Mudranın beraberinde zihninizde bir hafiflik hissederek dört ya da beş defa şu olumlamayı tekrar edin; “Ben dingin, sakinleşmiş hafif bir başa sahibim.” Ancak migreninizin geçmesi için alabileceğiniz desteğin gecikmesi halinde ve ağrının yaklaşıyor olduğunu hissettiğiniz durumlarda başka bir yöntem önereceğiz. Aşağıdaki resimde gördüğünüz şekilde parmaklarınızın ucu ile iki noktaya baskı uygulamalısınız. Bunu heryerde ve dolu ya da boş mide ile yapabilirsiniz. Parmaklarınızın ucu ile yüzük parmağınızın resimde görülen bölümlerine nazikçe bastırın. Bu baskıyı 3-4 dakika kadar uygularken normal ve sakin nefes almaya çalışın.

Gözleri Dinlendiren ve Canlandıran Yoga Hareketleri

Gözlerinizi dinlendiren ve canlandıran yoga hareketleri.. Bu egzersizler bilgisayarın önünde uzun saatler geçirenler için ideal bir çalışmadır. Bu egzersizler bilgisayarın önünde uzun saatler geçirenler için ideal bir çalışmadır. Her gün kolaylıkla yapacağınız bu hareketler gözlerinizin etrafındaki şişlerin inmesine yarar ve göz sinirlerini rahatlatır. Rahat bir pozisyonda dik olarak oturun. Gözlerinizi kapatın. Nefesiniz burun deliklerinizden girip çıkarken nefesinize odaklanın. Temiz ve serin havayı alın, kirli ve sıcak havayı verdiğinizi hissedin. Şimdi avuçlarınız iyice ısınana kadar birbirine sürtün. Sonra avuçlarınızın alt kısmını göz çukurunuzun üzerine kapatın. Gözümüzü çevreleyen göz kaslarını (orbicularis oculi) avucunuzun alt kısmı ile itin ve kasın. Bu hareketi 10 kez tekrar edin, dinlenin ve 5 kez daha tekrar edin. 2- Göz altları için Bu hareket gözümüzü çevreleyen göz kaslarını (orbicularis oculi) güçlendirir ve gözdeki kırışıklıkları azaltır. İki elinizle V harfi yapın ve işaret parmaklarınızı gözünüzün en dış kısmına yerleştirin. Orta parmağınızı ise gözünüzün iç sınırına yerleştirin. Gözünüzün alt ve üst kapaklarını göz kırpma hareketi gibi hızla hareket ettirin. Bu hareket esnasında gözlerinizi açık tutmaya çalışın. 10 kez göz kırpın, durun, sonra 2 kez daha tekrar edin. 3- Göz kapakları için Bu hareket kaşın alt kısmına gelen göz bölgesine yöneliktir. Göz kapaklarında oluşan kırışıklıklara ve sarkmaları önler. Başparmak hariç 4 parmağınızı kaşlarınızın üzerine yerleştirin ve kaşlarınızı hafifçe yukarı itin. Gözlerinizi kapatın, göz kapaklarınızı aşağı doğru çekerek karşı bir direnç oluşturun.10 kez aynı hareketi 2 set halinde tekrarlayın. 4- Göz kırışıklıkları ve gözdeki şişkinlikler için Gözlerinizi çok rahatlatacak bu egzersizi yorucu bir günün sonunda veya arada dinlendiğinizde uygulayabilirsiniz. İşaret parmağınız ve orta parmağınızla yanlamasına V harfi yapın. Başparmağınızı göz kapağınıza yerleştirip kaşınıza doğru itin. Orta parmağınızı gözünüzün altına koyun. Parmaklarınızın ucu ile gözünüzün etrafındaki kasları itin ve kasın. 1- 2 saniye tutun ve bırakın. Şimdi parmaklarınızı birleştirin ve gözünüzün ortasına koyun. Parmak uçlarınızla göz kaslarınızı (orbicularis oculi) itin. 1- 2 saniye tutun ve bırakın. Göz yuvarlağınızın üzerine birkaç saniye hafifçe baskı uygulayın, gözlerinizi yavaşça açın ve göz kırpın. 5- Üst göz kapakları için Yaş ilerledikçe kaşlarla gözün üst kısımları arasındaki mesafe kısalır. Bu egzersiz kaşların altındaki ki kasların kuvvetlenmesini sağlar, sarkmasını önler. İşaret parmaklarınızı yarım ay şekline getirin ve göz kapaklarınızın üzerindeki göz kemiğinin üzerine, kaşınızın tam altına yerleştirin. Parmaklarınızı hafifçe kemiğin üzerine bastırın. Göz kapaklarınızın üzerindeki kaslarla parmaklarınıza doğru bir direnç oluşturun. Bu hareketi 10 kez tekrar edin. 6- Göz boşluğu masajı ve kırışıklıkları yok eden hareket İşaret veya orta parmağınızı burun köprüsünün hemen altına yerleştirin. Parmağınızı köprüden yukarı doğru ve kaşlarınızın altına gelen kemiğe doğru hareket ettirin. Kaşlarınızın altında, kemiğin aşağıya döndüğü yerde bir çıkıntı hissedeceksiniz, o kısmı biraz ovun. Şimdi kaş altı kemiğini sol gözünüzün uç köşesine kadar parmağınızla takip edin. Bu çalışmayı tamamladıktan sonra sol elin işaret parmağını sağ gözünüz ortada kalacak şekilde yerleştirin.(İşaret parmağı karşın altında, orta parmak gözün altında) Aynı zamanda sağ işaret parmağınızı sağ gözünüzün uç noktasına yerleştirin. Sağ gözün alt kısmındaki orta parmağınızı aşağı doğru iterken sağ gözün ucuna yerleştirdiğiniz işaret parmağınızla hafifçe sağ tarafa doğru çekin. Bu harekette sadece alt göz kapağı hareket etmelidir. Her göz için 8 kez uygulayın. 7- Yorgun ve sarkık göz kapakları için Bu egzersiz biraz konsantrasyon gerektirir fakat özellikle sarkık göz kapaklarını kaldırmak için son derece faydalıdır. İşaret parmaklarınızı enlemesine şakaklarınızın üzerine basınç uygulayarak saç diplerinize doğru çekin. Alnınızda çizgiler oluşturmadan gözlerinizi çevreleyen kaslarınızı parmaklarınızın ucuna doğru hareket ettiriniz.( bir direnç oluşturun) Bu egzersizde 5’e kadar sayın ve bırakın. Bu hareketi 5 kez tekrarlayın. Yoga Danışmanı Beklen Dalgakıran

Diyafragmatik (abdominal) nefes egzersizinin öğretilmesi:

Bu nefes egzersizlerinin amacı doğru nefes alıp vererek, nefesimiz ile karın kaslarımız ve anal kaslarımız arasında uyum sağlamaktır. Genelde nefes alıp verirken iki tip teknikten birini kullanırız. Göğüs tipi veya diyafragmatik (abdominal) tipdir. Bu eksersizlerle amacımız, abdominal tip nefes almayı sağlamaktır. Bunu teknik olarak nasıl yaparız: 20 dakikalık bir çalışma için rahatsız edilmeyeceğiniz sessiz bir yer seçin, bir sandalyeye rahat bir şekilde oturun ve bacaklarınızı 20 cm kadar açın, ayaklarınızın altına ayaklarınızı 5 cm yükseklikte tutacak bir eşya koyarak yükseltin. Bir elinizi göğsünüze, diğer elinizi karnınızın üzerine koyun. Yavaş ve sabit bir hızda saniyede bir sayıya denek gelecek şekilde 10 sayı sürecek derin bir nefes alın. (Nefes aldığınızda, karnınızın üzerindeki elinizin karnınızın şişmesiyle dışarıya doğru hareket ettiğini görmelisiniz. Nefes aldığınızda göğüs kafesinizin genişlememesini göğsünüzün üzerindeki elinizin çok az hareket etmesini veya hiç hareket etmemesini temin ederek kontrol edebilirsiniz.) Sonra nefesinizi yaklaşık 20 sayı tutun, Daha sonra nefesinizi yavaşça 10 sayıda verin. Bir sonraki eksersizi yapmadan önce 5 sayı dinlenmelisiniz. Günde en az 3 kere, enaz 20 dakika yapılması uygundur. Bu nefes alıp verme egzersizi stresinizi azaltmanıza da yardımcı olur.

Valsalva tekniği

Vücudun genel sıkışıklığının giderilmesi, valsalva denilen kulak iç ve dış basıncının dengelenmesi ile sağlanabilir. Kulak iç ve dış basıncını eşitlemek, daha çok sualtına dalmanın safhalarında kullanılan bir teknik olmakla birlikte, dengelenmek ve strese yönetimi açısından da çok önemli bir çalışmadır. Antonio Valsalva 1700 senelerinde ilk defa kulak eşitlemeyi; burnun kapatıldıktan sonra, ciğerlerin, diyaframın kasılması ile sıkıştırılarak, burun boşluğuna hava basıncı uygulanması olarak tanımladı. Bu yöntem östaki yolu ile orta kulağa belirli bir hava basıncı ulaştırmaya hedeflidir. Kolay bir yöntemdir ve Diyafram adalesini kullanabilen herkes tarafından başarı ile uygulanabilir. Ağız ve burun kapalıyken zorlu nefes vermeye çalışarak, östaki borusu ve sinüs kanalları yoluyla orta kulak ve sinüsler ile kulak zarının dışı arasındaki basınç farkını eşitleme manevrasıdır. Kısaca kulak zarının içerisindekiyle dışarısındaki basıncı eşitleme işlemidir. Burnu sıkıca kapalı tutarak yine burundan nefes vermeye çalışarak yapılır, ta ki kulak zarının "açıldığı" hissedilene kadar. Dalgıçlarda yoğun kullanılır. Uçak yolculukların da, özellikle uçağın inişe geçtiği hallerde ortaya çıkan ağrıyı giderir. Kişinin psikolojik dengelenmesi sağlar. Herman Frenzel ikinci dünya savaşında, Alman Hava Kuvvetleri'nde savaş pilotu olarak görev aldığı dönemde, kabin içi basıncının ayarlanamadığı uçaklarla, çok ani dalışların yapıldığı manevralarda kulak eşitlemek ihtiyacını kendi adı ile anılan Frenzel tekniğini literatüre valsalva tekniğine alternatif olarak geçirmiştir. Ciğerlere giden nefes borusunun girişi, epiglottis tarafından kapatılıp açılabilir. Ciğerlerimize giren veya ciğerlerimizden çıkan havanın yönlendirilmesi ise küçük dilimiz tarafından yapılır. Küçük dilimiz nötr olduğunda hava her iki yoldan, yani hem burnumuzdan hem de ağzımızdan çıkabilir veya girebilir. Diğer bir anlatımla, hem burnumuzdan, hem ağzımızdan, aynı andan nefes alabilir veya verebiliriz. Küçük dil kalkık durumda burun boşluğu kapatıldığı için, hava sadece ağzımızdan girip çıkabilir. Küçük dil düşürüldüğünde ağız boşluğu kapatıldığı için hava sadece burnumuzdan girip çıkacaktır. Östaki kanallarının ağızları, arka burun boşluğuna açılır. Kulak eşitleme işleminin anahtarı, havayı bu kanallara girmeye zorlamaktan ibarettir. Burun baş ve işaret parmağı ile kapatılmıştır. Küçük dil nötr pozisyondadır. Epiglottis kapalı pozisyondadır. Dilin arkaya doğru hareket ettirilerek kasılması sonucu, ağız boşluğunda hapsolan hava sıkışır. Epiglottis, nefes borusunu kapadığı için, hava, ciğerlere gidemez. Yemek borusu kapalı olduğu için mideye de gidemez. Geriye kalan iki yoldan biri olan burnu da biz kapattığımıza göre geriye tek yol kalır: Açık olan östaki kanalları. Dilimiz oldukça kuvvetli bir kastır ve uyguladığı basınç, havayı eşitlemeyi sağlayacak kadar sıkıştırabilir. Bu yöntemin en büyük avantajı, eşitleme yapan havanın basıncının sadece dilin hareketi ile kontrol edilmesidir. Genellikle çoğumuz, epiglottis ve küçük dili kontrol etmeyi bilmeyiz. Aynı şekilde, dilin, bir piston gibi nasıl kullanılacağı da bilinmez. Bu tekniği uygulayabilmek için öğrenmemiz gereken işlemleri sırası ile görelim; Ağız boşluğunun hava ile doldurulması Yanaklarınızı bir balon gibi şişirin ve bir kaç saniye bu vaziyette tutun. Sonra, yanaklarınızı kullanarak, ağzınızdaki havayı, ciğerlerinize geri itin. Bu işlemi rahatlıkla yapabilene kadar defalarca tekrarlayın. Epiglottis' i kontrol edebilmek için en iyi çalışma gargara yapmayı öğrenmektir. Bunun için ağzınıza bir miktar su alın. Başınızı geriye kaldırın, fakat suyun gırtlağınızdan geçmesine izin vermeyin, tabi ki suyu da yutmayın. Epiglottis' i kapattığınız için su gırtlağınızdan geçmemektedir. Küçük dilin kontrol edilmesi Ağzınızı kapatın, burnunuzdan nefes alın, burnunuzdan nefes verin, tekrar nefes alın, ağzınızı açın, Ağzınız açık iken sadece burnunuzdan nefes verin. Ağzınızdan hiç hava gelmemesi gerekiyor. Aynı şekilde sadece burnunuzdan nefes alın. Ağzınızdan hiç hava girmemesi gerekiyor. Bu şekilde ağzınız açık iken nefes alıp vermeye devam edin. Pozisyonunuzu değiştirmeden bu defa sadece ağzınızdan nefes alıp verin, burnunuzdan hiç hava akımı olmamalı. Ağzınız açık pozisyonda iken, isteğinize göre, burnunuzdan veya ağzınızdan ayrı, ayrı nefes alıp verebiliyorsanız, sonraki aşamaya geçin. Derin bir nefes alın, ağzınızı açın ve öyle tutun, sadece ağzınızdan yavaşça nefes vermeye başlayın, ağzınız açık pozisyonda, ağzınızdan nefes verirken, sadece burnunuzdan nefes vermeye başlayın Dilin blok engel olarak kullanılması Ciğerlerinizden hava çıkışını, sadece dilinizi kullanarak durdurabilmeniz gerekir. Ağzınızdan nefes vermeye başlayın Ağzınızı kapatarak havanın çıkışını engelleyin, bu durumda yanaklarınız biraz şişecektir. Tekrar nefes alın ve bu defa ağzınız açık iken epiglottis' i kapatarak nefes vermeyi durdurun. Havanın ağzınızdan çıkmasına engel olmanın iki şeklini bunlardır. Dili kullanmak Nefes aldıktan sonra, ağzınızdan yavaşça verirken, T harfini söylerken yaptığınız gibi, dilinizin ucunu üst ön dişlerinizin arkasında damağınıza değdirin. Havanın çıkışı, biraz engellenecektir. Bu pozisyonu bozmadan, dilin arka kısmını da, azı dişlerinizin iç tarafına değdirirseniz, havanın çıkışını tamamen önlersiniz.

Nefes teknikleri ile stres yönetimi

Nefes teknikleri ile stres yönetimi için rektum ve valsalva çalışması Günlük yaşamınızda fazlaca duymaya alışık olmadığınız sözcükler olan “Rektum” ve “valsalva”a aslında tıp bilgisine ilgi duyan kişilerin iyi bildikleri ama birbirleri arasında ve nefesle bağlantı kurmakta zorlanabilecekleri kavramlardır. Kısaca özetlemek gerekirse rektum sıkıştırması ve valsalva, stres yönetimi ve gevşeme çözümleri açısından üzerinde durulması gereken çalışmalardır. Gün içinde kendinizi korku, kaygı içinde veya stresten gerilmiş bir vaziyette birçok adale grubunun sertleşmiş durumda olduğunu fark ederek, çeneniz ve dil kökünüz setleşmiş, dişlerinizi sıkıyor, omuzlarınızı yukarı kaldırmış, karnınızı kasmış durumda bulabilirsiniz. Siz farkına varıp özel olarak bırakmadıkça gün içinde uzunca bir süre bu durumunuz devam eder. Gereksiz enerji kaybına, yorgunluğa, vücudunuzda kalıcı blokajlar ve rahatsızlıklar oluşmasına yol açar. Davranışlarınızın kontrolsüz, kendinizi gergin, dengesiz ve uyumsuz hissedersiniz. Stresi en yoğun olarak hissedeceğiniz ve kolayca kontrol edemediğimiz alan kalınbağırsağın rektum adı verilen bölgesidir. Kabulsüzlüğün ve direnç göstermenin kendini ifade ettiği merkez olarak kabul bilinir. Diyafram kullanımı ve derin nefes alış verişleri ile bu bölge nötr hale getirilebilir. Derin nefes alış verişlerinin diyaframın parasempatik sinir düğümleri baskılaması ile gevşeme ve çözülmeler sonucunda rahatlamalar oluşturulur. Her nefes aldığınızı hatırladığınızda veya “ ben nefes alıyorum ” diyerek dikkatinizi nefesinize odaklayabildiğinizde, beraberinde nefes alıyorum, yaşıyorum, canlıyım, burada ve şimdideyim. Peki ne durumdayım? Sinirli ve gergin miyim? Zihnim ve bedenim rahat ve huzurlumu? Sorularını kendinize sorabilirsiniz. Sıkışık adale gruplarının farkına vararak, nefes alışverişleri ile teker, teker çözebilir, özellikle rektum bölgesinin kasılmış olduğunun farkına vararak önce derin nefes alıp daha sonra rektumu serbest bırakmayı deneyebilirsiniz. Her yeni derin nefes alışınızdan arkasından rektumu bir kez daha bırakmayı denemek gerekir. Her seferinde biraz daha bırakmanıza rağmen hala gerginlik hissederseniz, derin nefes alış verişlere ve bırakma işlemine rektum tamamen nötr hale gelinceye kadar devam etmeniz gerekir. Rektum serbest kaldığında bütün vücudunuzun çözüldüğünü, duygu ve düşünce kontrolünü yeniden kazandığınızı gözlemleyebilirsiniz. Rektum, kalınbağırsağın; uzunluğu yaklaşık olarak oniki cm kadar olan ve anüse yaklaştığında genişleyen üçüncü bölümüdür. Alt bölüm normalde boş olmasına karşın, müzmin kabızlarda bu bölge dışkıyla dolu olabilir. Rektumun ön yüzü erkeklerde mesane, prostat, kadınlarda ise rahim ve vagina ile komşudur. Anüs ise yaklaşık olarak dört cm uzunluğunda rektumun devamı olarak iki büzücü kasa sahip, istemli olarak kontrol edilebilen kalın bağırsağın dışarı açılan kapısıdır.

REBIRTHING Nefes Tekniği

"Zihin ve nefes insan bilincinin kral ve kraliçesidir ” Leonard Orr Düşüncelerinizi değiştirmeniz, bilincinizi genişletmeniz ve negatif duygularınızı iyileştirmeniz kendinizi gerçekten tanımanıza, huzurlu ve sakin olmanıza kendinize çok daha mutlu, yaratıcı, sevgi dolu ve bereketli bir hayat yaratmanıza yardımcı olur. Nefes alma dünyamızla aramızdaki en hayati ve mahrem bağımızdır. İnsanların büyük çoğunluğu azami sağlık için yeterli ve verimli bir şekilde nefes almamaktadır. Bu nedenle, hayatta yaşadığımız üzüntüleri, korkuları, sıkıntıları ve hatta sevinçleri bile doyasıya yaşayamadan bastırmaktayız. Bilinçli veya bilinçsiz içimize attığımız her türlü duygu ve tepki, çeşitli sağlık sorunları yaşamamıza neden olup, her insanda doğuştan varolan yaşam enerjisini kullanmamızı sınırlamaktadır. Rebirthing Nefes Tekniği bedensel, zihinsel, duygusal ve ruhsal yararlar sağlayan, doğal ve içgüdüsel nefes alma kapasitenizi yeniden kazanmanıza yarayacaktır. Rebirthing'in ve Bilinçli Nefes Almanın Faydaları: Rebirthing Nefes Tekniği ve Bilinçli nefes almanın pek çok olumlu etkisi var. • Rebirthing düzenli yapıldığında zihninizde ve vücudunuzda hayatınız boyunca oluşan olumsuz düşünce kalıplarını yok eden bir nefes tekniğidir. Olumsuz düşünceler seanslarda fiziken karıncalanma, ısınma şeklinde ve düşünce olarak vücuttan atılır. • Rebirthing nefes alma tekniği ile beyine normalden çok daha fazla oksijen gittiği için yaşlanmayı da geciktiren bir tekniktir. • Seanslarda nefes ile kan dolaşımı artar ve düzenli yapıldığında bir diyet programı ile beraber yapılırsa aşırı kiloları vermek için yardımcı olur. • Rebirthing hayatınızda yapmak istediklerinizden sizi alikoyan tüm engelleri aşmanız için destekleyici bir tekniktir. • Rebirthing ile yaşam enerjinizi daha etkili kullanabilirsiniz. Nefesinizle yaratıcı benliğinize ulaşabilirsiniz. • Seanslarda kapanmış olan çakra merkezlerinizin açılmalarını yaşayabilirsiniz. • Rebirthing seanslarında nefesle duygularınızı kökünden değiştirmek mümkündür. Nefesler sevgiye, üzüntüler sevince, kızgınlıklar güce dönüşür. Böylece yaşam gücünüz kuvvetlenir ve her şeyin özü olan ‘sevgi’ enerjisini daha çok hissedersiniz. • Bunun dışında Rebirthing endişe, sıkıntı ve kısıtlayıcı düşünce kalıpları gibi birçok olumsuz etkilerin ortadan kaldırılmasında etkilidir. Olumsuz ve kısıtlayıcı düşünce ve duygulardan kurtulup hayata daha olumlu baktığınızda çok daha enerjik, canlı ve mutlu olursunuz. Rebirthing seanslarında birçok kişi kendilerini daha evvel hiçbir zaman hissetmedikleri kadar derin bir huzur içerisinde hissederler. • Alınan günlük toksinlerin yaklaşık %70’i nefes ile atılır Birçoğumuz nefes alırken farkında olmadan nefesimizin %80’ini kısıtlıyoruz. Mutlu bir çocuğa bakın nasıl kendini %100 ifade eder istediği yerde ağlar veya güler, bu maalesef hayatımızda ilerledikçe toplumun ve bizim kendimize koymuş olduğumuz kısıtlamaların sonucunda kendimizi istediğimiz şekilde hürce ifade edebilme yeteneğini, veya isteğini kaybediyoruz. Bağırmak istediğimiz yerde yanlış anlaşınılmaktan korkup susuyoruz veya kontrollü sesimizi yükseltiyoruz, ağlamak istediğimiz yerde içimize atıp susuyoruz. Nefesimizi kısıtlamak, hoşumuza gitmeyen bir duyguyu kabullenmekten kaçındığımızda nefesimizi tuttuğumuz zaman oluşuyor. Nefesimizi tutarak duygularımızı bastırıyoruz ve bilinçaltımıza atıyoruz. Bu duyguları bastırdığımızda ve buna sürekli devam ettiğimizde hepsini içimizde tutarak, bir volkan gibi her an patlama hazır olan korkunç bir enerji biriktiriyoruz-bu hem bedenimizdeki enerjinin rahatça akmasını engeleyip blokajlar yani hastalıklar yaratıyor, ayrıca da kronik gerginliğe yol açıyor. Bundan dolayı günden güne enerjimiz azalıyor, sabahları yataktan kalkmaya zorlanıyoruz, zaman içinde hastalanıyoruz ve hücrelerimiz ölünce yaşlanıyoruz. • İlişkilerinizde veya işinizde devamlı başarısız mı oluyorsunuz? • Sürekli üzücü durumlar ve hayal kırıklıkları mı yaşıyorsunuz? • Çocukluğunuzda veya ilişkilerinizde yaşadığınız olumsuz anılarınız siz hala rahatsız mı ediyor veya zaman zaman bunlar aklınıza mı geliyor? • Neden hayatınız ‘istediğiniz gibi’ değil ? Bunların sebebi sadece ‘kader’iniz değil, bilinçaltınızda şu ana kadar oluşturmuş olduğunuz çöplükteki blokajlar yani farkında olmadan bastırdığınız enerjiler.. Hepimiz doğduğumuz andan itibaren (hatta rahime düştüğümüz andan itibaren) ve atalarımız tarafından bize DNA’lar ile aktarılmış olan olumlu olumsuz binlerce nesil boyu bastırılmış enerjiler. Aslında yaşamın bir parçası bu, daha küçük bir bebek iken, hatta rahimde bile bastırmaya başlıyoruz bazı duyguları, düşünceleri, bunu kendimizi korumak için yapıyoruz. Buna mecburuz… Bunu farklı ve kısıtlayıcı nefes alışkanlıkları geliştirerek yapıyoruz ve zaman içinde bu nefes alışkanlıkları da yaşamımızı kısıtlamaya başlıyor… Sonuç ne: üzüntü, mutsuzluk, hayal kırıklıkları. Artık kısıtlayıcı bir hayat yaşamak zorunda değiliz! Her şeyin azı ile yetinmeye ve bunu kabullenmeye mecbur değiliz! Kendimizi, enerjimizi değiştirebilir, yıllar boyunca kendimizi korumak için yarattığımız blokajları, olumsuz düşünce kalıplarımızı yaşamımızdan çıkartabilir yerine çok daha olumlu gerçekleşmesini istediğimiz kalıpları koyabiliriz! Olumsuz duygularımızı iyileştirebilir, daha pozitif, sevgi dolu, huzur ve anlayış dolu bir yaşama adım atabiliriz! alıntıdır.

nefesle astral projeksiyon

İslam tasavvufunda tayyi_mekan denilen mekan değiştirmek anlamında kullanılan, fizik vücudun hareketsiz kaldığı bir durumda bilincin başka zaman ve mekan ortamlarında bulunabilme becerisine verilen tanımdır.Bilinci fizik beden dışına taşıyabilme kabiliyeti oluşturma aşamasında, nefes teknikleri önemli yer tutar.Fizik bedenden ayrılma çalışmaları için iki farklı nefes çalışması oluşturulmuştur. İlk aşama, bu aşamayı gerçekleştirmek isteyen öğrencinin doğru nefes tekniklerini öğrenmesidir.İkinci aşama belli bir seviyeye gelen öğrencinin daha yoğunlaşabilmesi için oluşturulmuş teknikleri içerir.Doğru nefes alma tekniklerini bir kez daha gözden geçirmek gerekirse; Omurganız dik çakralarınız hizalanmış olarak ayakta durabilir veya oturabilirsiniz.Burnunuzda, diyaframınızı kullanarak belli ritimlerle, sakin ve sessiz, duraksamadan nefes alıp verebilmeli, göğsünüzün şişmemesine yukarı çıkmamasına dikkat ederek havayı ciğerlerinizin alt bölgesine almayı sağlamalısınız.Nefesinizle diyafram bölgesine aldığınız nefesinizi bir süre tutabilmeli ve titremeden kesiklik oluşturmadan belli bir zaman periyodunda burnunuzdan verme kabiliyeti kazanmalısınız. Topuklarınızı birleştirerek ayakta durun ve belli bir ritimle periyodik nefesler almaya başlayın.Diyaframa aldığınız her nefesle ayak parmak uçlarınızda yükselin. Nefesinizi tuttuğunuz süre içinde ayak parmak uçları üzerinde kalmaya devam edin.Nefesinizi verirken ayak parmak uçlarından ayak tabanınıza alçalın.Omurganız dik olmak şartıyla ayakta durabilir, oturabilir veya uzanabilirsiniz. Sessiz, sakin ve düzenli periyotlarla nefes almaya başlayın.Zorlamadığınız ve rahatsız olmadığınız zamanlamalarla nefesi içinizde tutun.Her seferinde kısa ve sert nefesler vererek içinizdeki nefesin tamamını dışarı verin. Gevşemiş bir halde sırt üstü yatın.Nefes alışverişinizle düzgün bir ritim oluşturmaya çalışın.Nefesle ciğerlerinize hava alırken enerjinizin omurilik boyunca yükselmesini, cinsel organlarınızdan, mide ve kalbinizin üzerinden başınıza kadar yükseldiğini hissedin.Nefesinizi verirken tüm havanın boşalmasını temin edin.Bu aşamalardan sonra astral projeksiyona hazırlayıcı çapraz nefes tekniklerini uygulamaya sıra gelir.Basit gibi görünen bu egzersizin kundaliniyi uyandıran ve özel anlarda levitasyona götürebilen sonuçları olabilir.Ve bu egzersizleri uygulamak özel bir ustalık isteyebilir. Sadece sağ burun deliğinizden nefes alabilmek için parmağınızla sol burun deliğinizi kapatarak nefes alın.Ciğerlerinizin tamamı doluncaya kadar nefes alın.Dayanabileceğiniz bir süre kadar nefesinizi tutun.Sağ burun deliğini kapatarak sol burun deliğinizden nefesinizin tamamını verin.Bu defa sağ burun deliğiniz tıkalı olarak sol burun deliğinizden nefes alın.Aynı işleme devam edin.Çalışmaya yirmi çapraz nefesle başlamak ve günde 3 kere tekrarlamak yeterli olabilir.Daha sonra nefes tutma zamanını ve nefes sayısını çoğaltaibilirsiniz. 1.nefes tekniği: Rahat bir kıyafet giyin, sizi fiziksel ve zihinsel olarak rahatsız eden birşey varsa önce onu halledin.Rahat edebileceğiniz yatak veya yere uzanın.(sırtınız yere paralel olacak şekilde) 34 defa derin diyafram nefesi alın. (nefesinizi karın bölgesine alıp bırakın, göğsünüzü şişirmeyin) Tüm nefesinizi boşaltın içinizden birden dörde kadar sayın. Nefes alırken birden dörde kadar sayın. Nefesinizi tutun, birden dörde kadar sayın. Nefesinizi bırakırken birden dörde kadar sayın Nefesinizin düzene girmesini bekleyin. 2.nefes tekniği: Burnunuza dikkatinizi yoğunlaştırın.Burnunuzun uçundaki nefes öncesi soğukluğun ve nefes verdikten sonraki oluşan sıcaklığın farkına varın.İçinizden ilk nefes alıp verdiğinizde bir, ikinci nefes alıp verdiğinizde iki diyerek nefesleri saymaya başlayın.Ona kadar sayın ve sonra tekrar ona kadar sayarak nefes almaya devam edin.Şaşırdığınızda aklınız karıştığında hep birden yeniden başlayın.Bu şekilde aklınızdaki tüm düşünceleri atıp sadece burnunuzun ucunda ki sıcak soğuk hava değişimini hissedin. Bir süre sonra her tarafınızın uyuştuğunu ve isteseniz de kolayca hareket edemeyeceğinizi göreceksiniz.Çalışmaya sadece nefesinizin sesi kalana dek devam edin.Artık astral çıkışı gerçekleştirmek için hazırsınız. Nefes Teknikleri-Mustafa Kartal

İmajinatif nefes çalışması

Her türlü ağrı, sancı giderici ve tadavi edici bir çalışma olan imajinatif nefes alma çalışması çok kolay bir çalışma olmasına rağmen yüksek bir dikkat ve yoğun bir konsantrasyon gerektirir. Çalışmanın amacı “Enerji düşünceyi izler” fizik kuramından yararlanarak, evrensel enerjiyi düşünce yoluyla belli bir konu ya da belli bir bölge üzerine yönlendirerek iyileşmeye olanak sağlamaktır. Nefes aracı edildiğinde etki inanılmaz büyümektedir. Bu çalışma öncesinde burundan nefes alıp yavaşça sadece ağızdan vermek şeklinde gevşeme çalışması yapılarak fizik beden başta olmak üzere duygu ve düşünce bedenleri üzerinde rahatlama sağlanır. Sonra gözler kapatılarak içeriye bakmak anlamında derinleşme oluşturularak dış etkilerden arınma ve uzaklaşma sağlanır. Daha sonra çalışmaya geçmek için bedeninizin sorun yaşayan bölgesine hayali bir delik açmanız ve açtığınız delikten hayali nefes alıp vermeye başlamalısınız. Nefes almadan önce ilgili bölge üzerinde açtığınız hayali deliği düşünmeli ve bütün farkındalığınızla bu delikten havayı içinize çekmeye ve bir süre bekledikten sonra aynı hayali delikten nefesi dışarı çıkartmaya çalışmalısınız. Nefes alma, nefes tutma, nefes verme ve nefessiz kalma olarak tanımlayacağımız dört zamanlı nefes alıp verme verme uygulamasını yavaş bir tempoda başlattıktan bir süre sonra nefesi hızlandırarak iki zamanlı nefes alıp verme uygulamasına geçmelisiniz. Düşüncenizde imajinatif olarak açtığınız delikten yine imajinatif olarak nefes alıp vermeye çalıştığınız bütün süre içinde nefes alış verişlerini sadece burundan nefes alıp burundan nefes vererek yapmalısınız. Açtığınız delik yara, yanık, kesik içeren bir bölgeniz olabileceği gibi, hasta bir organınınız veya ağrıyan adalenizde olabilir. Bu çalışmaya başladıktan bir süre sonra deliği açtığınız yerde elektriklenmelerle birlikte sıcaklık veya soğukluk hissi duyumsanır. Daha İçeride seyirme ve atma şeklinde hareketlenmeler başlar. Bu hareketlenme siz çalışmayı bıraktıktan sonrada bir süre devam eder. Bu çalışma İlgili bölgeden zayıflamak için kullanılabilir. Çakralar üzerinde teker teker uygulanabilir. Organlar üzerinde teker teker uygulanabilir Hormonlar üzerinde teker teker uygulanabilir. Kırıklar ve çıkıklar üzerinde uygulanabilir. Felçli bölgeler üzerinde uygulanabilir Ağrıyan adaleler üzerinde gevşeme için uygulanabilir. Duru görü için üçüncü göz üzerinde uygulanabilir. Kuyruk sokumundan kurgulanarak kundalini üzerinde uygulanabilir. Manyetik şifacılık için el içi ve parmak uçlarındaki enerjiyi artırmak amaçlı kullanılabilir. Bir örnek Göbek bölgesinde kabulsuzlük ve direnç koyma sonucu blokajlar oluşur. Enerji akmaz ve aşırı hücre birikimine yani şişmanlamaya yol açar. Bu gereksiz birikimi dağıtmak ve zayıflamak isterseniz tam göbek deliğinizden hayali bir delik açmalı ve açtığınız deliği yine hayali bir boruyla ciğerlerinize bağlamalısınız. Normalde burundan nefes alıp vermenize rağmen hayalinizde göbek deliğinden açtığınız delikten nefes alıp verme devam ettiğinizde bir süre sonra açtığınız delik üzerinde yanma, elektriklenme ve değişik etkileşmelerin başladığının farkına varmaya başlarsınız. Daha derinlerde yani bağırsaklarınızda da hareketlenmeler başlayacaktır. Sindirim zorluğu veya aşırı asit birikimi nedeniyle kolit ve benzeri şikayetleri olanlara son derece faydalı olacak bu çalışma 10 dakika ile sınırlandırılmalıdır. Bu çalışmaya her gün düzenli olarak devam ederseniz bir ay içinde sonuçlarını gözlemeye başlarsınız.

NEFESLE SINIRLARI ORTADAN KALDIRMAK VE BOLLUK YARATMAK.

Zihnimiz, hayal edebileceğimizden daha fazlasının var olduğunu kabul ettiği her defasında yeni bir manyetik alan yaratır. Enerji kendisine temas eden herşeyle içine konulan niyete bağlı olarak karşılık verir. Derin bir nefesler alın. Her nefes alış verişinizle enerjinin taç çakranızdan beyninize girdiğini, beyninizin uyuyan bölümlerini, özellikle beyninizin sağ lobunda bulunan bolluk anlayışınızı uyandırma işlemini başlatan elektriksel impusları tutuşturmaya başıadığınızı hissedin. Bu sizin yıkmakta ve genişlemekte zorluk çektiğiniz sınırlarınızın, kalıplarınızın parçalanmasına ve bu sıkışık anlayışların bolluk ve berekete dönüşmesine yardımcı olacaktır. Nefes alın ve aldığınız enerjin alanınızı sarmasına, yerleşmesine ve alanınızın sınırlarını genişletiğinin farkına varın. Nefesinizle, alanınıza taşıdığınız enerjilerin kendimize karşı olma ve kendimize değer vermeme üşüncelerini değiştirmesine, aza razı olmamızın ve yoksulluk bilinçliliğimizin bolluk bilincine dönüştürmesine izin verin. İzin verin ki sevgisizlik ve ego hakimiyetinde donmuş kristal kalıpları, sıkışmış manyetik alanları parçalamaya başlasın. Bolluğun bizimle teması küçük şeylerle başlayabilir. Bunları gözardı etmeyin, çünkü bunlar sizi bolluk potansiyellerine taşıyacak daha büyük adımları hazırlayacaktır. Nefes farkındalığı yaşam sevgisi, para sevgisi, huzur, barış, sevinç ve uyum sevgisini varlığımıza taşır. Bırakmanız gereken tek şey para korkumuz, yani gelecekten endişe duymamızdır. Kazandığımız şeyleri kaybetme korkusuyla elimizdekini korumak ve elimizdekini kaçırmama telaşı yüzünden bizi bolluğa taşıyabilecek ne daha fazlasınını düşünüyor, ne istiyor, nede bu konuda bir girişimde bulunabiliyoruz. Zaman ve buna bağlı olarak enerjiler değişti ve değişmeye devam ediyorlar. Biz değişen değerler ve enerjiler karşısında gerekli gelişimi ve değişimi oluşturamadığımızdan yaratma, iyileştirme yerine sınırlama, acı, zorluk, yoksulluk ve kurban bilinciyle harket ediyoruz. Bilinçli nefeslerden elde edeceğimiz güçle kalıplarımızdan uzaklaşmak ve kristalleşmiş kalıplarımızı anlayışlarımızı kırmak imkanını yakalayabiliriz. Arzuladığınız bolluğa sahip olmak için yapmamız gereken şey budur. Varlığımızın ait olduğu elektromanyetik alanımızı bu boyut içindeki bolluk enerjileriyle eşleştirme işlemini kolaylaştırmamız gerekiyor. fiziksel,duygusal ve zihinsel bedenlerimizle, bolluk enerjilerini uyumlu eşleşmelerle bireşleştirmemiz gerekiyor. Aldığımız nefeslerle imajinasyon ve niyetimizi benliklerimizdeki sınırlılığa, korkuya, yoksunluğa ve ıstıraba yol açan bilinçli, bilinçaltı ilişkili ve bilinçsiz tüm enerjilerin bağlantılarının kesilmesini, salıverilmesini, sökülmesini, en azından yerinden oynatılmasını istememiz ve üzerine yoğun olarak odaklanmamız gerekiyor. Sevginin, sevincin, uyumun, kendini değerli görmenin, kendini sevmenin, kendini kabul etmenin, başarının, bolluğun en iyi, en uyumlu şekile varlığımızla eşleşmesi niyet ve arzusunu oluşturmalıyız. Kendimizi korku dolu düşünce, davranış, koşullanma davranışlarını bilinçli olarak salıvermeyi seçmemiz ve buna izin vermemiz gerekiyor. Ayaklarınızın yere temas edeceği rahat bir yere oturun, gözlerinizi kapayın ve nefes alıp vermeye başlayın. Burnunuzdan derin nefesler alın ve verin. İçinize çekip sonra dışarı soluduğunuz havaya odaklanın. Her dakika nefes alıp vermenize rağmen bir sonraki nefesin geleceğinden hiç endişe duymadan nefes alıp verirsiniz. Sizi hayatta tutan havanın bolluğunu kabul eder ve ona o kadar güvenirsiniz ki, uykuya dalarken ve bilincinizin olmayacağı bir anda dahi havanın daima orada olacağını bilirsiniz! Şimdi nefes alıp vermeye devam ederken, havanın ne kadar bol olduğu duygu ve düşüncesine odaklanın. Etrafınızdaki havanın bolluğunu düşünün. Bu hava sadece sizi değil düşünebildiğiniz bütün canlıları besler. Yeteri kadar olduğunu çok iyi bildiğiniz havayla para fikrini değiştirin. Her ikisininde enerji olduğunu her ikisinin de bize yaşam veren hiç bitmeyecek sonsuz kaynaklar olduğunu ve herkese yetecek kadar var olduğunu bilerek her türlü sınırlamalarınızı kaldırarak bolluğu yaşamınıza çekin. Varlığımızın ait olduğu bilinçli, bilinç altıyla ilişkili ve bilinçsiz tüm zamanlarda yaşamış ve deneyimlemiş olduğu sınırlılıklarımızın yoksulluk bilinçliliğimizin, kurban bilinçliliğimizin ve maddeye karşı şehvet bilinçliliğimizin genetik damgalarını bilinçli olarak silmeyi ve salıvermeyi seçmeliyiz. Varlığımızın orijinal formatına uygun uyum ve dengelenmesini bilinçli olarak oluşturmalıyız. Sevginin, bilginin, iradenin en iyi şekilde bizimle buluşması için derin bir nefes alın ve içinizde tutun. Nefesinizi verirken enerji alanınızda dönüştürüp değiştiremediğiniz duygu ve düşünce kalıplarını ve sınırlarınızı dışarı gönderin. Nefesinizle genetik mühürünüzü yeniden mühürleyin. Bacaklarınızı, kollarınızın ve bütün fizik bedeninizin rezonansa girerek titreştiğini, atom altına kadar işleyerek kilitlenmiş ve şartlandırılmış programların parçalanarak eridiğini, bilinç altındaki sınırlarınızın yeni bilinciniz tarfından absorbe edildiğini, bolluk bilincine değiştirilip dönüştürüldüğünü ve dönüşmeyen duygu ve düşüncelerin çekip gideceğini hissedeceksiniz. Her sabah uyandığınızda birkaç dakikanızı havayı bilinçli solumak için ayırın. Nefes alıp vermek, bu yazıyla başlatabileceğiniz niyet ve imajinasyonu tetikleyerek destekleyecek ve bollukla ilgili eşleşmenizi hızlandıracaktır. Bu niyet ve imajinasyon içinde olmaya devam ettiğinizde amaçladığınız konuyla ilgili olarak ya bolluğa kavuşacaksınız yada bollukla ilgili anlayışlarınızı değiştireceksiniz. Eşzamanlılığı deneyimlemeye, doğru zamanda doğru yerde olmaya başlayacaksınız. Hangi konuda sınırlarınızı genişletebilirseniz o konuda bolluk içine çekileceğinizi ve yaşamınızda genişlediğiniz konuyla ilgili çok belirgin değişimler olacağını bilmenizi isterim.

TETA NEFESİ ALMA EGZERSİZİ :

Bu egzersiz tamamen ALFA için anlatılanla aynı. Tek bir fark var. Dakikada 3 yada 4 nefes aldığınız an TETA dalgaları yaymaya başlarsınız.

ALFA NEFESİ ALMA EGZERSİZİ :

Eğer nefes alıp vermemizi dakikada yaklaşık 8 e düşürürsek kendimiz için iyi bir durum yaratmış oluruz. Bu zihnin gevezelik etmesini durdurur. Gözler kapalı, meditasyon halinde ve gözlerimizi başımızdan yukarı odakladığımızda daha fazla ALFA dalgasını dünya ve evrene yaymış oluruz. Burada nefes alıp verirken dakikada nefesi 8 e düşürebilmenin en kolay yolu şudur. Bu teknik uygulandıkça fiziksel olarak bedende bu ritme ayak uydurmaya başlar. Derin 2 adet karın nefesi alıp verdikten sonra, Derin bir nefes alıp, bu nefesi çok yavaş bir şekilde önce boğazımıza oradan ensemize oradan sırtımızdaki kalp alanına ve oradan ciğerlerimize doğru dolaştırıp aşağı midemize indirerek yavaşça verdiğimiz bir nefes alış verişi yaklaşık olarak 10-20 saniyeyi bulur. Misal ben yaptığım uygulamada bu şekilde 1 tek nefes alış veriş işlemini yaklaşık 20 saniyede yapıyorum. ve sadece dakikada 8 nefes alırsam Alfa frekans dalgası yaymaya başlarım. Yani bu oldukça basit bir durum.

Nefes teknikleri ile sınav heyecanını yenmek ve sınavda başarıya ulaşmak

Annesinin nefes kursuma getirdiği öğrencim, ilk konuşmamızda bana şunları anlatmıştı. "Ben bir lise öğrenciyim. Okula gitmekten hoşlanmıyor, ders çalışmayı hiç sevmiyorum. Derste dikkatimi toplayamıyorum. Sınavlarda da heyecanlanıp bildiğim soruları bile cevapladırmakta zorlanıyorun. Evde ders çalışmak için otursamda içimden çalışma isteği gelmiyor. Tam tersine ders çalışmak yerine başka şeyler yapmak istiyorum. Anne veya babamın sürekli “çalış çocuğum“ gibi sözleri beni derse yönelteceğine, çalışma arzumun tamamen kaybolmasına ve ilgimin başka şeylere kaymasına neden oluyor. Hele bazı dersler var ki bırakın çalışmayı, düşünmek bile istemiyorum. Ben nasıl öğreneceğim? Nasıl başarılı olacağım? Derslere ve öğrenmeye doğru isteğim nasıl artacak? Sınav stresini nasıl yeneceğim? Bunlarla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum. Sınav zamanı yaklağtıkça korkuyorum ve kendime olan güvenimi gittikçe kaybediyorum. Ya başaramazsam? Annemin, babamın, öğretmenlerimin ve arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakarım? Onlara kazanamadığımı nasıl söylerim? Onlara mahcup olmaktan ve geleceğimi yok etmekten çok korkuyorum. " Nefes teknikleri konusunda daha önce eğitim almış bir öğrencim olan annesi, nefes teknikleri ile çocuğunun sınav korku ve heyecanını ve derslerindeki aktivasyon eksikliğininin iyileştirilebileceğini düşünerek oğlunun nefes konusunda eğitim almasını amaçlayarak kursa katılmasını arzu etmişti. Genç lise talebesi olan nefes öğrencim, nefes eğitimine başladıktan iki hafta sonra bana bir mesaj göndermişti ve aşağıdaki ifadelerle bana yaşamının nasıl düzene girdiğini, nefes teknikleri ile neleri başardabildiğini anlatıyordu. "Nefes teknikleri ile tanışıp, yaşantımda kullanmaya başladıktan sonra her şey hızla değişmeye başladı. Nefesle çalışmaya başladığımdan beri ders çalışmıyor, sadece öğreniyorum. Artık derslerimle ilgilenmekten, yeni bilgilere ulaşmaktan büyük keyif aldığımı fark ediyorum. Nefes tekniklerini gerektiğinde çok rahat bir şekilde anımsayıp sınavlarda kullanıyor olmam, başarmaya olan inancımın artmasını sağlıyor. Başarmaya olan inancım arttıkça da kendime daha çok güveniyorum. Sınavlarda da sanki evde kendi odamda test çözüyormuşum gibi son derece rahat ve sakin olmayı başarıyorum. Ayrıca, Nefes Teknikleri sayesinde olumsuz inanç ve önyargılarımdan arındım, Kendime olan özgüvenim arttı, Zihnimin öğrenme ve problem çözme yeteneği arttı. Aklımı daha etkin kullanmayı öğreniyorum. Kendime olan bakışımı değiştirerek daha olumlu bir dünya görüşüne sahip oldum. Artık kendimi seviyorum, Kendime güveniyorum, Daha başarılı olacağımı biliyorum." Öğrencim kısa zamanda öğrendiği nefes tekniklerini yaşamına geçirmiş özellikle kendisi için problem olan sınav heyecanını dengelemek ve sınav sorularını anlayarak en güzel şekilde cevaplandırmak konusunda çok başarılı olmaya başlamış ve bunu benimle paylaşmak istemişti. Nefes teknikleri sınav heyecanını nasıl dengeliyor? Stres sırasında beden kimyasında değişiklikler meydana gelir ve hormonlarımız tarafından bazı kimyasal maddeler salgılanır. Derin nefes alma tekniklerinin uygulanması ile bu kimyasal maddeler kaybolur. Vucut gevşeyerek esnek ve uyum sağlamaya hazır hale gelir. Doğru nefes; diyafram yardımıyla ciğerlerin tamamının kullanıldığı nefestir. Ancak genelde üst solunum dediğimiz ciğerlerimizin üst bölgesini kullandığımız eksik bir nefes alma modelini kullanırız. Bu alışkanlığımızı değiştirmek için, nefes alma egzersizlerini diyaframı hissedebilmek ve ciğerlerin alt bölgesinide içine alan bir solunum yapmak amaçlı programlayabiliriz. Bunun için uzanarak çalışmak daha kolay olacaktır. Yere sırt üstü uzanın. Gözlerinizi kapatın. Elinizi göbek deliğinizin üzerine koyup, elinizi koyduğunuz bu bölgeden, sadece burnunuzu kullanarak sekiz sayı karşılığı kadar zamanda ciğerlerinizi bir balon gibi iyice şişirin. Aldığınız nefesi sekiz sayı sayarak içinizde tutun ve sonra yine sekiz sayı sayarak nefesi yine burnunuzdan bırakın. Bu egzersize iyice alıştıktan sonra nefes vermeyi, alma süresinden daha uzun tutmaya çalışmalısınız. Sekiz sayda aldığınız nefesi onaltı sayıda verebilirsiniz. Daha sonraları çalışma-lara devam ettikçe daha uzun zamanda nefes alıp vermeyi başarabilir ve bunu alışkanlık haline getirebilirsiniz. Bedendeki oksijen miktarının artarak bedenin en uç noktalarına ulaşması, stres sırasında ortaya çıkan adrenalin, noradrenalin gibi maddelerin azalmasına ve kaybolmasına sebep olacağı için, kişiyi sakinleştirerek fizik, duygusal ve zihinsel açıdan kendisini daha iyi hissetmesine neden olacaktır. Günün değişik zamanlarında en az 40 kez bu şekilde nefes alarak yeni nefes alışkanlığı oluşturacak, kendinizi daha gevşek ve her açıdan daha iyi hissedeceksiniz. Gevşeme, rahatlama ve farkındalık artırımı Her kritik zamanda, her heyecanınızın yükseldiğini hissettiğiniz de, sağ elinizi yumruk yapıp iyice sıkarken, beş derin nefes almayı alışkanlık haline getirmelisiniz. Bu sizin heyecanınızı dengeleyecek gevşemenizi ve rahatlamanızı sağlayacaktır. Bunu sınava girmeden önce kapıda, içeri girip oturduktan sonra, özellikle sınav kağıtları dağıtılırken, kısaca her heyecan yükselişi yaşadığınız her an uygulayabilirsiniz. Gerginlik damarlarda daralmaya sebep olduğu için, hücrelere giden kan miktarında azalmaya neden olur. Sınav stresi yaşayan kişinin genel durumu budur. Bu da hücrelerin yetersiz beslenmesine ve organların iyi çalışamamasına , özellikle zihinsel aktivitasyonlarda anlama, düşünme ve kendini ifade etme yeteneklerinin kaybına veya azalmasına sebebiyet verir. Gerginlik ve aşırı heyecan; böbrek üsti bezleri tarafından fazla miktarda üretilen adrenalin vaıtasıyla, protein zincirlerinin oluşumunu engeller. Yani emdişe ve korku, akıl yürütme ve soyut düşünme yönündeki zihinsel faaliyeti bozar. Bu ancak en iyi şekilde derin diyafram nefeslerinin arka arkaya seri şekilde alınması ile önlenebilir. Derin diyafram nefesleri ile gelen gevşeme, gerginliğin ve heyecanın ve buna bağlı olarak ortaya çıkan korku ve endişenin yarattığı kapasite azalmasını engeller. Sınav öncesi ve sınav esnasında alacağınız derin nefeslerle, sanki evinizde test çözüyormuş gibi sakin ve rahat olabilir ve buna bağlı olarak da, daha önceki öğrendiğiniz tüm bilgilerinizi kolaylıkla anımsayarak başarılı bir sınav geçirebilirsiniz. Düşünce biçimini nefes farkındalığı ile değiştirmek Başarıyı yakalamanız için; sınavı başaramayacağım, ben bu dersi yapamıyorum, zamanım az çalışsam da yapamam…gibi düşüncelerinizi değiştirmeniz gereklidir. Bilinçdışı, bilincimizle verdiğimiz her telkini gerçek yapar. Düşüncelerinize ve neyi şeçtiğinize dikkat etmelisiniz. Biz düşüncelerimizi kontrol edemediğimiz zamanlar, düşünceler bizi kontrol ederler. Ancak pek çoğumuz farkında olmadığı düşüncelerinden etkilendiğinin ve şeçimlerinde çok az bilinçli olduğunun farkında değildir. Nefesinizi kontrol etmediğinizde, düşüncelerinizide kontrol edemezsiniz. Nefes almanıza dikket ettiğinizde farkındalığınız artar ve neyi kurguladığınızın, neyin peşinde olduğunuzun ve neyi oluşturduğunuzun farkında olur, daha sonradan pişmanlık duyacağınız acı ve zorluklar yaşayacağınız seçimler yapmazsınız. Nefes teknikleri ile sınav heyecanı ve sınav korkusu yok edilirken, kişinin kendine olan güveni artar. Zorlukları aştıkça kendini başarmış olarak görmesi ve hissetmesi, bakış açısını değiştirmesine neden olur. ’’ Bu sınavı başaramayacağım ’’ düşüncesi artık yerini -’ Bu sınavı başarırım -’ düşünce ve inancına bırakır. Değişik burun deliklerinden nefes oalarak dengelenmek Canınız ders çalışmak değil, hiçbir şey yapmak istemeyip, kendinizi bitkin, yorgun ve keyifsiz hissettiğinizde; düşen enerjinizi yükseltmek için burnunuzun sol deliğini kapatın ve sadece sağ delikten, burun kanatlarının hareketlendiğinden emin olacak kadar etkin, kuvvetli ve derin nefesler alıp vermeye başlayın. En az on derin nefesi birbiri ardına sadece sağ burun deliğinden alın. İşlem bittiğinde psikolojinizin değiştiğini, içinizde neşe, heyecan ve harekete geçme isteği oluştuğunun farkına varın. Ve hemen düşen enerjinizin yerine geldiğinin ve kuvvetlendiğinizin farkına vararak ders çalışmaya başlayın. Enerjiniz düştükçe sık aralıklarla bunu tekrarlayın. Canınız yine ders çalışmak istemiyoır ama bu defa nedeni çok hareketli olmanız ve sakinleşemiyor oluşunuzla ilgili. Enerjiniz fazla yükselmiş ve kontrolden çıkmışsa ve siz bunu dengelemekte zorluk çekiyorsanız, aşırı neşe, heyecan ve hareketlilik içindeyseniz, ya da kızgın, dargın, üzgün, morali bozulmuş, sinirlenmiş olarak ders çalışmaya odaklanamıyorsanız parmağınızla sağ burun deliğinizi kapatarak, sadece sol burun deliğinden en az on defa kuvvetli, seri ve derin nefes alıp verin. Bitirdiğinizde kendinizi daha yavaşlamış, sakinleşmiş ve dengelenmiş hissedecek ve ders çalışmanız için kendinize en uygun durumu hazırlamış olacaksınız. Konuyu veya soruyu anlamakta zorluk çekiyorsanız. Ders çalışırken dikkatinizi toplayanıyor ve konuya odaklanamıyorsanız, nefes tutma çalışmaları yaptığınızda, bu konuda çözüme ulaşabilirsiniz. Nefes tutmayı başarı ile uygulamanız için daha önce nefes tutma çalışmaları yapmanız ve hipoksi dengenizi ( bedeninizin belli bir nefeste aldığı hava ile oksijen ve karbondioksit dengelemesi yapması ) iyileştirmeniz gereklidir. Bu çalışma derin bir nefes aldıktan sonra bir süre beklemek, nefesi verdikten sonra nefessiz kalarak bir süre daha beklemekle ilgilidir. Bekleme sürelerini önce 40 sayı ile başlayıp daha sonra yüz sayıya, hatta daha yüksek rakamlara çıkarmalısınız. Çalışmaya devam ettikçe nefes tutma sürenizin kendiliğinden arttığının ve nefessiz olarak uzunca bir süre kalabildiğinizin farkına varacaksınız. Bu çalışmaları daha önce yaparak nefessiz kalmaya alıştığınızda, bunu ders çalışırken kullanabilirsiniz. Nefes tutmak çok yüksek bir dikkat oluşturur ve belli bir konuya konsantrasyonu sağlar. Normalde anlamakta zorluk çektiğiniz bir konuyu veya paragrafı nefesinizi tutarak okuduğunuzda, daha ilk okumada anlayabilirsiniz. Özellikle sınav heyecenı içinde soruları anlamakta zorlandığınızda, nefesinizi tutarak soruyu okursanız ; soruyu bir okumada anlayarak hemen cevap cümlelerini yazmaya başlar, bir cümleyi yazarken diğer cümlelerin sırada beklediğinin farkına varabilir, kısa süre içinde, yüksek bir akış içiersinde sınavı başarı ile bitirirebilirsiniz. Birçok öğrencim, nefes tutarak soruları okuduklarında bilmedikleri ve hiç çalışmadıkları yerden soru geldiğinde bile o an bilmeye başladıklarını ve soruyu cevaplandırdıklarını anlatırlar. Nefes teknikleri sizi ders çalışmak ve sınavda başarılı olmak konusunda desteklediği gibi, düzenli nefes almaya başladığınızda unutkanlık, dikkat dağınıklığı genel isteksizlik gibi drers çalışmanızı olumsuz etkileyen bir çok zorluğunuzu da düzeltir. Zekanız ve kavrama yeteneğiniz gözle görülür şekilde çoAğalır. Başarı oranınız yüzde yüz artar. Sevgilerimle...

Gribal Enfeksiyon İçin Nefes Egzersizi

Her insanın elinde ve parmaklarında iç organlarını temsil eden akupunktur meridyenleri vardır. Örneğin, sol elin işaret parmağı akciğerleri temsil eder. Bu yüzden, bu egzersiz örneğinde, sol elin işaret parmağını, diğer parmakları kapatarak sağ elin avuç içine yerleştirmelisin. Ardından, başparmağınla ucunu kapatmak suretiyle, sağ elin bütün diğer parmaklarıyla sol işaret parmağımızı sar. Ve sonra, burnundan aldığın nefesi "ssssss" sesi çıkararak ağzından ver. Bu nefesi 5 dakika kadar çalıştığında akciğerlerdeki bütün negatif enerji boşalır.

BASİT BİR NEFES EGZERSİZİ İLE ZİHİN AÇMA

Uygulama sadece 3 kez nefes alıp vermeye dayanıyor. İlk önce sağ burun deliğini dıştan parmağınızla kapatarak(içerden kapatmayın ayıp burnunu karıştırıyor derler sol burun deliğinizden hızla ve güçlü bir şekilde ciğerlerimizi tamamen doldurana kadar nefes alıyoruz.Sonra sağ burun deliğimizi açıyoruz ciğerlerimiz tamamen dolu hatta göğsümüz tamamen şişmiş halde iken sol burun deliğimizi kapatıp aldığımız havayı yine hızla tamamen diğer yani sağ burun deliğimizden veriyoruz.Sonra bunun aynısını bir kez de sol burun deliğini kapatıp sağ burundan nefesi almak suretiyle başlayarak yapıyor ve yine diğer burundan nefesi hızla veriyoruz.Yani özetle nefes alırken diğer burun deliğimize hava alması izin vermiyoruz bırakırken de diğer burun deliğinden hava çıkmasına izin vermiyoruz.Bu iki nefesi yani sağ ve sol bir kez kabul edersek, bu tekrarı 3 kez yapıyoruz. Bu egzersiz yoga uygulamalarının arasında tek bir nefes tekniğidir fakat bunu güne başlarken yaparsanız size hem güne zinde başlamanızı hem de zihninizin daha açık olmasını, hatta bazı durumlarda zihninizin açılmasını sağlar.. Biz nefes alıp vermeyi genel olarak yaşamın kaynağı diye biliyoruz fakat doğru nefes ya da gerektiği kadar nefes alabilmek sağlığın da kaynaklarından biridir aslında..

Iki beyin lobunu nefesle eşitleme çalışması

Bu çalışma için başınızın üstüne kuş bakışı baktığınızda dört bölmeye ayıracak olan bir artı işareti düşünün. Bu sadece sizin beynin iki lobunu ön ve arkaları ile birlikte dört parça olarak düşünebilmeniz içindir. Şimdi artı işareti ile dört ayrı parçaya ayırdığımız bölümleri renklerle eşleştirelim. Sırası ile sağ ön lop kırmızı, hemen arkasındaki sağ arka lop mavi, sol çaprazındaki sol ön lop yeşil ve hemen arkasındaki sol arka lop altın sarısı renkte olacak şekilde imajine edin. Şimdi sırası ile sağ ön lobu kırmızı olarak göreceksiniz, hemen arkaya sağ arka loba geçip bu bölmeyi mavi renk olarak görmeye çalışacaksınız. Maviyi gördükten sonra sol çapraza sol ön lobu yeşil olarak görüp en son arkaya geçip sol arka lobu altın sarısı olarak görecek ve hemen arkasından yeni bir tur yapmak için sağ ön loba geçip kırmızı görmeye çalışacaksınız. Bu çalışma devamlı ve kesintisiz olarak iki dakika süresince uygulanmalıdır. Renkleri imajine etmekte zorlananlar kırmızı renk için Türk bayrağı, yeşil için orman, mavi için deniz, sarı için altın külçesi objelerinden yararlanabilirler. Bu çalışmayı nefes alış verişleri ile birlikte kurgulayacağız. Başlarken nefes verip algımızda sağ ön loba kırmızı rengi getireceğiz. Nefes alırken arkaya geçip maviyi getireceğiz. Sol ön çapraza yeşili getirirken nefes vereceğiz. Sol arkaya geçerken nefes alacağız. Çalışmanın kurgusu nefes verişleri öne getirmek ve başlangıcı nefes verme üzerine getirmeye amaçlıdır. Bu çalışmada nefes almaları n üzerinde durmayacağız. Nefesi burundan alıp burundan vereceğiz. Nefesi vermeye eğilimli olan bu nefes modelini uygulamanın amacı dikkati, ilgiyi ve gerilimi artırmaktır. Çalışmaya başlamadan önce her çalışma öncesi gibi bütün bedenler üzerinde gevşeme ve rahatlama sağlamak için bir dakika boyunca nefesi burundan alıp çok yavaş şekilde ağızdan verin . Şimdi çalışmaya başlamak için gözlerinizi kapatın nefes alın ve tutun. Nefesi verirken sağ ön lopta ve kırmızıdasınız. Nefes alırken arkaya sağ arka loba geçtiğinizde mavidesiniz. Nefes verirken sol çapraza sol ön loba geçtiniz ve yeşildesiniz. Nefes alırken hemen arkaya sol arka loba geçerken altın sarısındasınız. Tekrar sağ ön çapraza sol öne loba ve kırmızıya geçerken nefes veriyorsunuz. Renkleri düşünürken içinizden renklerin isimlerini söyliyerek bu şekilde durmaksızın iki dakika devam ediyorsunuz. Sağ ön lop — kırmızı — nefes ver Sağ arka lop – mavi --- nefes al Sol ön lop -- yeşil --- nefes ver Sol arka lop -- sarı --- nefes al Nefes alış verişlerinizle birlikte çalışmaya düşük tempoda başlıyorsunuz. Yavaş, yavaş nefes alış verişlerinizi hızlandırarak renk takibinide beraberinde hızlandırmanız gerekiyor. Tempo arttıkça beyninizin üstünde bir kelebek şablonu ortaya çıkmaya başlayacak. Kelebek şekli veya çarpı işaretinin merkez noktası sola veya sağa doğru kaymaya başlayacak. Şimdi kelebek şeklinin veya çarpı işaretinin merkez noktası beyninizin hangi lobuna doğru kaymakta olduğunun farkına varın. Daha ağırlıklı olarak bu lobunuzu kullandığınızı anlayın. Çalışmada ilerleme kaydettikçe merkez noktanın tam ortaya geldiğini göreceksiniz. Bu çalışmayı düzgün bir şeklde bir sure yapmaya devam ederseniz, imajine etme kabiliyetinizde, zihni hızlı kullanma kabiliyetinizde, ilerlemeler olacaktır. Beynin iki lobunda eşitleme ve ortak kullanım sağlayarak birlik bilincine geçmeniz konusunda katkıda bulunacaktır. Sevgilerimle... mustafa kartal

MELEKLERLE ÇALIŞMALAR

ŞİFA MEDİTASYONU GÖZLERİNİ KAPAT VE ÇOK DERİN NEFESLER AL. ZÜMRÜT YEŞİLİ GÜZEL BİR BULUTUN SENİ KUŞATTIĞINI İMGELE. NEFES ALIRKEN BU ŞİFA ENERJİSİNİ AKCİĞERLERİNE, HÜCRELERİNE VE KALBİNE ÇEK. KISA BİR SÜRE KALBİNİN ÜZERİNE KONSANTRE OL. ZÜMRÜT YEŞİLİ IŞIĞIN SANA ACI VERMİŞ HİR TÜRLÜ OLUMSUZLUĞU TEMİZLEMESİNE İZİN VER. DERİN BİR NEFES ALARAK, IŞIĞIN SEVGİ HAKKINDA DUYDUĞUNUZ HER TÜRLÜ KORKUYU ALIP GÖTÜRMESİNE İZİN VER. SADECE ŞİFA BULMAYA İSTEKLİ OL. DERİN BİR NEFES AL VE EĞER SEVİLİRSEM ARDINDAN KURNAZCA YÖNLENDİRİLECEĞİM, ALDATILACAĞIM, KULLANILACAĞIM, TERK EDİLECEĞİM, REDDEDİLECEĞİM, BASKI GÖRECEĞİM, İNCİNECEĞİM KORKULARIM DAHİL OLMAK ÜZERE TÜM SEVİLME KORKUSUNU BIRAKMAYA NİYET EDİYORUM. DERİN NEFES AL. GEÇMİŞTEN GELEN TÜM KORKULARIMIN TEMİZLENMESİNE İZİN VERİYORUM.IŞIĞIN KORKUYU TEMİZLEMESİNE İZİN VER. KALBİNİN DOĞAL SEVECEN HALİNE DOĞRU GENİŞLEDİĞİNİ HİSSET. SENİ SEVGİ İLİŞKİSİNDE İNCİTMİŞ OLANLARA KARŞI BARINDIRDIĞIN HER TÜRLÜ BAĞIŞLAMAZLIĞI BIRAK. DERİN NEFES AL TÜM İNCİNMELERİNİN, DÜŞ KIRIKLIKLARININ, ALDATILMIŞLIKLARININ, ACILARININ IŞIĞA KALDIRILDIĞINI VE ORADA DÖNÜŞÜME UĞRATILIP, ARINDIRILDIĞINI İMGELE. GERİYE SADECE DERSLER VE HER BİR İLİŞKİNİN İÇERDİĞİ SAF SEVGİ ÖZÜ KALDI.DERİN BİR NEFES DAHA AL IŞIĞIN SENİ TAMAMEN TEMİZLEMESİNE İZİN VER. KENDİNE İHANET ETTİĞİN, SEZGİNİ ÖNEMSEMEDİĞİN, EN YÜKSEK HAYRINI ARAMADIĞIN İÇİN KENDİNİ BAĞIŞLA.ZİHNEN YADA KOLLARINLA KENDİNİ KUCAKLA. İÇSEL BENLİĞİNE BİR DAHA ASLA KENDİNE İHANET ETMEYECEĞİNE SÖZ VER. ŞİMDİ BİR DAHA ASLA BENİ İNCİTECEK BİR İLİŞKİYE GİRMEMEK YADA BÖYLE BİR İLİŞKİYİ SÜRDÜRMEMEK İÇİN BUNDAN BÖYLE SEZGİMİ VE AYIRT ETME GÜCÜMÜ İZLEMEYE KESİN KARAR VERİYORUM. KENDİNLE İLGİ HER TÜRLÜ BAĞIŞMAZLIĞI TÜMÜYLE BIRAK. BİR DAHA NEFES AL ŞİFA BULDUĞUNU, BÜTÜNLENDİĞİNİ VE GERÇEK KİMLİĞİM OLAN SEVGİNİN TADINI ÇIKARMAYA HAZIR OLDUĞUNU HİSSET. DURUSEZİMİ ARTIRIYORUM. BU SORULARI TANRIYA VE MELEKLERE YÖNELT VE SONRA HİSSETTİĞİN FİZİKSEL VE DUYGUSAL TEPKİLERE ÇOK DİKKAT ET.HER SORUDAN SONRA BİR AN DUR.BİRKAÇ DERİN NEFES AL.GÖZLERİNİ KAPAT.FİZİKSEL VE DUYGUSAL KARIŞIKLIKLARA DİKKAT ET. ŞU ANDA HANGİ DEĞİŞİKLİKLERİ YAPMAMI ÖĞÜTLERSİNİZ. GEÇMİŞTEN GETİRDİĞİM HANGİ HİSSİ ŞİFALANDIRIP BIRAKMAM GEREKİYOR. LÜTFEN BANA İLAHİ YAŞAM AMACIMIN NE OLDUĞUNU, VE HANGİ AMACI YERİNE GETİRMEM GEREKTİĞİNİ SÖYLEYİN. NASIL DAHA MUTLU BİR YAŞAM SÜREBİLİRİM. AŞK YAŞAMIMI NASIL İYİLEŞTİREBİLİRİM.KALBİNE VE BEDENİNE ODAKLAN . BEDENİNİN HERHANGİ BİR YERİNDE BİR SEĞİRME, BİR ACI YADA HAZ HİSSEDİYORMUSUN. HERHANGİ BİR KASILMA, TİTREME, SICAKLIK, SOĞUKLUK, SEVİNÇ, ÜZÜNTÜ YADA BİR FİZİKSEL DUYUM HİSSEDİYORMUSUN. SAĞLIK YAŞAMIMI NASIL İYİLEŞTİREBİLİRİM.KALBİNE VE BEDENİNE ODAKLAN . BEDENİNİN HERHANGİ BİR YERİNDE BİR SEĞİRME, BİR ACI YADA HAZ HİSSEDİYORMUSUN. HERHANGİ BİR KASILMA, TİTREME, SICAKLIK, SOĞUKLUK, SEVİNÇ, ÜZÜNTÜ YADA BİR FİZİKSEL DUYUM HİSSEDİYORMUSUN. PARA YAŞAMIMI NASIL İYİLEŞTİREBİLİRİM.KALBİNE VE BEDENİNE ODAKLAN . BEDENİNİN HERHANGİ BİR YERİNDE BİR SEĞİRME, BİR ACI YADA HAZ HİSSEDİYORMUSUN. HERHANGİ BİR KASILMA, TİTREME, SICAKLIK, SOĞUKLUK, SEVİNÇ, ÜZÜNTÜ YADA BİR FİZİKSEL DUYUM HİSSEDİYORMUSUN. İŞ YAŞAMIMI NASIL İYİLEŞTİREBİLİRİM.KALBİNE VE BEDENİNE ODAKLAN . BEDENİNİN HERHANGİ BİR YERİNDE BİR SEĞİRME, BİR ACI YADA HAZ HİSSEDİYORMUSUN. HERHANGİ BİR KASILMA, TİTREME, SICAKLIK, SOĞUKLUK, SEVİNÇ, ÜZÜNTÜ YADA BİR FİZİKSEL DUYUM HİSSEDİYORMUSUN. BU HİSLERİ YARGILAMA SADECE TÜM BU HİSSİN SENİ YIKAMASINA İZİN VER. DAHA AYRINTILI BİR YANIT İÇİN BANA NE SÖYLEMEYE ÇALIŞIYORSUN. FARKINDALIĞINI BU SORUYA KARŞILIK OLARAK HİSSEDECEĞİN YANITA AÇ. BU SORULARA ALDIĞIN KARŞILIĞI GÜNLÜĞÜNE YAZ. ENGELLERİ TEMİZLEMEK İÇİN DUAM. ÇOK SEVGİLİ TANRIM SENDEN BU GECE RÜYAMA GİRİP İLAHİ REHBERLİĞİ ANLAMAMI, ONA GÜVENMEMİ VE ONU İZLEMEMİ ENGELLEYEN KORKULARI TEMİZLEMENİ İSTİYORUM. EĞER BANA VERMEK İSTEDİĞİN BİR MESAJ VARSA LÜTFEN SABAH ONU BERRAK BİR BİÇİMDE ANLAMAMA VE HATIRLAMAMA YARDIM ET. DURUBİLİŞİMİ ARTIRIYORUMTEPE ÇAKRAMI TEMİZLEMEK VE DENGELEMEK İÇİN MEDİTASYON. RAHATÇA OTUR GÖZLERİNİ KAPAT BURNUNDAN DERİN BİR BİÇİMDE NEFES AL. NEFESİNİ KISA BİR SÜRE TUT SONRA AĞZINDAN YAVAŞ YAVAŞ VER. DERİN BİR NEFES DAHA AL KISA BİR SÜRE TUT VE VER. DERİN VE RAHAT BİR BİÇİMDE NEFES ALIP VERMEYİ SÜRDÜR. BAŞININ TEPESİNE İÇ KISMINA ODAKLAN. KANATLARI ÜST ÜSTE GELEN VE DÖNEN MENEKŞE RENGİ BİR VANTİLATÖR GÖR YADA HİSSET.BU SENİN TEPE ÇAKRAN. DERİN BİR NEFES AL VE HAVANIN ALTIN BEYAZ RENKTE BİR IŞIK OLAN ENERJİ ÖZÜNÜ TEPE ÇAKRANA GÖNDER. SEN NEFES ALIP VERİRKEN DAHA FAZLA ALTIN BEYAZ IŞIK TEPE ÇAKRANI KUŞATACAKTIR. BU IŞIĞIN TEPE ÇAKRANA YAPIŞMIŞ TÜM KARANLIK VE OLUMSUZ ENERJİYİ ERİTİP YOK ETTİĞİNİ GÖR YADA HİSSET. ŞİMDİKİ YAŞAMIMA VE KENDİMLE İLGİLİ İDEALLERİME UYMAYAN ESKİ DÜŞÜNCE KALIPLARINI TEMİZLEMEME YARDIM ETMELERİ İÇİN MELEKLERİ ÇAĞIRIYORUM.SİZDEN BANA, TANRIYA VE DÜNYAYA HİZMET ETMEYEN TÜM EGO DÜŞÜNCELERİMİ TEMİZLEMEME YARDIM ETMENİZİ İSTİYORUM. BU DÜŞÜNCE KALIPLARINI BIRAKMAYA GÖNÜLLÜ OL. MELEKLERİN ONLARI ALIP GÖTÜRDÜKLERİNİ GÖR YADA HİSSET. İLAHİ REHBERLİĞİ ALMAMI ENGELLEYEN TÜM KORKULARI VERMEYE NİYET EDİYORUM.YENİ FİKİRLER ALMA KORKUMU BIRAKMAYA NİYET EDİYORUM. DERİN BİR NEFES ALARAK KONTROL EDİLME, YÖNLENDİRİLME, CEZALANDIRILMA VE KISITLANMA KORKUSU DA DAHİL OLMAK ÜZERE TANRIYLA İLETİŞİM KURMA KONUSUNDA DUYDUĞUM HER TÜRLÜ KORKUYU BIRAKMAYA NİYET EDİYORUM.TANRIYA KARŞI BARINDIRDIĞIM HER TÜRLÜ ESKİ BAĞIŞMAZLIĞI BIRAKMAYA NİYET EDİYORUM.MELEKLERİN ÖRGÜTLÜ DİNLERİN ÜYELERİNE KARŞI DUYDUĞUM HER TÜRLÜ ACI YADA ÖFKE KALINTISINI ALIP GÖTÜRMELERİNE İZİN VERİYORUM.DERİN BİR NEFES DAHA AL. TANRININ SONSUZ SEVGİ VE ZEKASIYLA İLETİŞİM KURMA KONUSUNDAKİ DOĞAL YETENEĞİMDEN ZEVK ALMAMI ENGELLEYEN TÜM YANLIŞ İNANÇLARI YADA DÜŞÜNCELERİ TEMİZLEMELERİNE İZİN VERİYORUM. MELEKLERE TEŞEKKÜR EDİYORUM.VE ONLARDAN BU BÖLGEYİ TEMİZLEMEYİ SÜRDÜRMELERİNİ İSTİYORUM. DİKKATİNİ TEKRAR BULUNDUĞUN ODAYA ÇEVİR GERİNMEK YADA KENDİNİ KUCAKLAMAK İSTEYEBİLİRSİN. KENDİNİ HARİKA BİR BİÇİMDE CANLANMIŞ VE TAZELENMİŞ HİSSETTİĞİNİ FARKET. ŞİMDİ ZİHNİN MÜKEMMEL BİR BİÇİMDE ODAKLANMIŞ VE PARLAK YENİ FİKİRLER ALMAYA AÇIK OLACAKTIR. DURUBİLİŞİMİ ARTIRIYORUM:BU YÖNTEM SANA YAŞAMINDAKİ HERHANGİ BİR KİŞİ HAKKINDA ANINDA İLAHİ BİÇİMDE BİLGİ VERİR. BİRKAÇ DERİN NEFES ALIP GÖZLERİNİ KAPAYARAK ZİHNİNİ VE BEDENİNİ SAKİNLEŞTİR. HAKKINDA İLAHİ REHBERLİK ALMAK İSTEDİĞİN BİR AİLE ÜYESİNİ, BİR ARKADAŞINI YADA TANIDIĞIN BİR İNSANI SEÇ. HİÇ YÜZÜNÜ GÖRMEDİĞİN BİRİDE OLABİLİR. BU İNSANI DÜŞÜN VE TANRIYA VE MELEKLERE SOR.ALDIĞIN YANITLARI YAZ. BENİM BU KİŞİ HAKKINDA NEYİ BİLMEMİ İSTİYORSUNUZ. BU KİŞİ ŞU ANDA HERHANGİ BİR ZORLUK YAŞIYORMU. EĞER ÖYLEYSE, BU KİŞİNİN GERÇEKTE KORKTUĞU ŞEY NEDİR. BU KİŞİYE EN İYİ ŞEKİLDE NASIL YARDIM EDEBİLİRİM. DİĞER DURUBİLİŞ ALIŞTIRMASI:EN AZ 5 GECE UYURKEN DURUBİLİŞ REHBERLİĞİ ALMAK İÇİN YATMADAN ÖNCE BİR DAKİKA KADAR MEDİTASYON YAP. SONRA YÜKSEK SESLE. ÇOK SEVGİLİ TANRIM, LÜTFEN BU GECE RÜYAMA GİR VE BANA ……………….KONUSUNDA REHBERLİK VE YENİ FİKİRLER VER.SENDEN, UYANDIĞIMDA BU FİKİRLERİ BERRAK BİR BİÇİMDE HATIRLAMAMA YARDIM ETMENİ DE İSTİYORUM. TEŞEKKÜR EDERİM. AMİN. İLAHİ REHBERLİĞİMİ EYLEME GEÇİRMEME YARDIMCI 4 ADIM: BU ALIŞTIRMA BOYUNCA ŞÜKRETME TUTUMUNU KORUYUN. TANRI VERGİSİ HEDEFİNİZİN GÖRÜNTÜSÜNÜ, HİSSİNİ, SESİNİ VE BİLİŞİNİ BİLİNCİNİZDE TUTARKEN, AYNI ANDA ŞÜKRAN DUYGUSUNU DA HİSSEDİN. HEDEFİNİ BİR BALONCUĞUN İÇİNE KOYDUĞUNU HİSSET YADA GÖR. RESİM, SES, DÜŞÜNCE, KOKU HER ŞEYİYLE BALONUN İÇİNE KOY. BU BALOCUĞU YOĞUN BİR ŞÜKRAN DUYGUSUYLA KUŞAT. BALONUN GÜZEL BULDUĞUN HERHANGİ BİR RENKLE PARLADIĞINI GÖR. BU RENGİN YOĞUNLUĞUNU VE PARLAKLIĞINI ARTIR. BU BALONCUĞUN GÖRÜNTÜSÜNÜ VE HİSSİNİ KAFANIN İÇİNDE TUT. BALONCUĞUN O SANKİ BİR ASANSÖRDEYMİŞ GİBİ, YAVAŞ YAVAŞ BEDENİNİN İÇİNE DOĞRU İNDİĞİNİ İMGELE YADA HİSSET. BALONCUĞU MİDENİN HEMEN ALTINA, GÜNEŞ-SİNİRAĞINA İNDİR VE ORADA DURDUR.BU BALONCUĞU SANKİ HELYUM DOLU BİR BALONU YUKARI FIRLATIYORMUŞSUN GİBİ TAM GÖBEĞİNDEN DIŞARIYA ODAYA DOĞRU İTTİĞİNİ GÖR YADA HİSSET. BIRAK BALONCUK GİTSİN VE ONUN YUKARIYA SEMAVİ IŞIĞA DOĞRU SÜZÜLEREK YÜKSELDİĞİNİ GÖR YADA HİSSET. SANKİ HARİKULADE BİR ŞEY OLMAK ÜZEREYMİŞ GİBİ GÖBEĞİNDEN DİNGİN BİR HEYECAN HİSSET. OLACAKTIRDA. ARTIK TEZAHÜR ETTİRMEN KAÇINILMAZ OLDUĞU İÇİN ŞÜKRAN DUY.

23 Mart 2012 Cuma

NEFES TEKNİKLERİ

Her sabah ve akşam (mümkünse öğlen de) 5 – 6 dakika kadar yavaşça 4 saniye kadar diyaframa burundan nefes alıp, 1 – 2 saniye kadar tutup, 6 saniye ya da yine burundan yavaşça vererek çalışın. Yemeğin üzerine yapmayın ama Relaxasyon çalışmasını gece yapacağınız için üstüne yapabilirsiniz. Tısalama Çalışması 1 – Dört sn kadar burundan nefes alın. 2 – Dilinizi dişlerinize küçük bir boşluk kalacak kadar dayayın 3 – Nefesinizi 15 sn.yede tıslayarak verin. 2 kere yapın. 4 – 2-3 normal nefes alıp verin. 5 – Şimdi dört sn kadar nefes alıp 20 sn.yede tıslayarak verin. 2 kere Bu egzersizi her seferinde 5 sn arttırarak ve her ulaştığınız süreyi 2 kere yaparak 30 saniye yapabilecek kadar çalışın. - Nefesi diyaframa alacaksınız. Yani nefes aldığınızda göğüs kafesiniz şişmeyecek. - Nefesi verirken diyaframınız yukarı doğru çıkarken siz onu hafifçe ıkınır gibi aşağı baskılayacaksınız. - Nefesinizin debi verirken hep aynı şiddette olacak şekilde ayarlayabilirseniz doğru yapıyorsunuz demektir. - Bu çalışmayı gün içinde ya da akşamları ne zaman isterseniz bir seri yapabilirsiniz. Relaxasyon Çalışması Çalışmayı mümkünse dışarıdan ses gelmeyen, karanlık veya loş ışıklı bir odada yapmanız önerilir. Amaç, gözleriniz kapalıyken bile göz kapaklarınızdan sızan ışığın zihni uyarma etkisini ortadan kaldırmaktır. Hafif bir enstrümantal müzik eşliğinde daha başarılı sonuçlar alabilirsiniz. Ön Hazırlık: - Yere ince bir battaniye sererek sırtüstü uzanınız. - Gözlerinizi kapayın; önce nefesinizi verebildiğiniz kadar verin, sonra burundan 4 – 5 derin nefes alarak verin. Derin nefesleri 3 – 4 saniye kadar bir sürede alıp, 3 – 4 saniye kadar bir sürede verin ve sadece nefesin burnunuzdan girip çıkarken oluşturduğu akımın etkisine odaklanın, böylece zihni gevşeme süreci başlayacaktır. - Bu aşamadan itibaren bütün nefesler burundan 3 saniye kadar bir sürede alınacak ve ağızdan 5 saniye kadar bir sürede huhlayarak verilecektir. Çok sert ve derin almayın ve çok sert vermeyin. Yumuşak bir şekilde verin. - Nefesi alırken kasma işlemi başlayacak, alma işlemi bittiğinde kasma işlemi de bitecek ve nefes tutma esnasında kasılı olarak kalınacak, nefesi verirken eş zamanlı olarak gevşeme de başlayacak, nefes verme bittiğinde tam gevşeme durumuna gelinmiş olacaktır. - Kasma işlemini vücudunuzu taş sertliğine getirmeden yapmaya dikkat edin. Bütün bölgeler ikişer kere kasılıp bırakılacaktır. Şimdi sırasıyla; 1 – Ayaklarınızı öne ya da arkaya bükmeden, önce ayak parmaklarınızı 4 saniye nefes alarak kasın, 2 – 3 saniye kadar kasılı olarak ve nefesinizi tutarak kalın, şimdi 6 saniye kadar nefes vererek yavaşça ama tam gevşeme sağlayın. Şimdi tekrar yapın, 2 – Ayak tabanlarını da parmaklarınızla beraber yukarıdaki nefes sürelerinde kasın ve bırakın, 3 – Ayak parmakları, tabanları ve baldırlarınızı da dahil ederek 2 kere kasın ve bırakın, 4 – Ayak parmakları, topuklar, baldırlara ve bacaklarınızın üst bölgelerini de dahil ederek 2 kere kasın ve bırakın, 5 – Ayaklar, baldırlar ve bacaklara kalçalarınızı da dahil ederek kasın ve bırakın, 6- Ayaklar, baldırlar, bacaklar ve kalçalarınıza, mide ve karın kaslarınızı da dahil ederek kasın ve bırakın, 7 – Ayaklar, baldırlar, bacaklar, kalçalar, mide ve karın kaslarınıza, tüm göğüs bölgesini de dahil ederek kasın ve bırakın, 8 – Bunlara ellerinizi yumruk yaparak dahil edip kasın ve bırakın, 9 – Kollarınızı dahil edip, kasın ve bırakın, 10 – Bütün bu bölgelere boynunuzu dahil edip bırakın, 11 – Bütün bu bölgelere başınızın derisini, kulaklarınızı, çenenizi ve bütün yüzünüzü de dahil edip bırakın, 12 – Son olarak beyninizi de dahil ettiğinizi imajine ederek bütün vücudunuzu kasın ve bırakın. Şimdi 10 dakika kadar sadece nefesinize odaklanarak ya da hayal ettiğiniz bir yer ya da olayı düşünerek gevşeyin. Ciğerlerin alt loblarında yoğunlaşan kirli hava ve kanı temizleme egzersizi: 1 – Mümkünse bağdaş kurarak oturun ve önce derin bir nefes vererek ciğerlerinizi boşaltın. 2 – Derin bir nefes alarak ciğerlerinizdeki havayı üç eşit parçaymış gibi düşünerek, her seferinde kuvvetlice üfleyerek üçte birini verin, almadan iki saniye kadar bekleyin tekrar verin, 3 – Son olarak yine nefes almadan dişlerinizin arasından, ciğerlerinizde kalan son hava dilimini de verebildiğiniz kadar üfleyerek verin, 4 – Her dışarı nefes verme işleminde karnınızı içeri ve yukarı doğru kuvvetlice çekin. Haftada 2 – 3 gün 3 – 4 kere yapmanız yeterlidir. Ciğerlerin alt bölgesinde kalan ve dışarı atılamayan kirli havayı temizlemenizi, yine alt loblarda kalmış iyi temizlenememiş kirli kanı temizlemenizi ve ciğerlerinizin alt bölgelerinde masaj etkisi oluşturmanızı sağlar.Gece Uyuyamama Sorunu Yaşayanlar için Nefes Tekniği: 1- Sağ tarafınıza dönerek bacaklarınızı karnınıza doğru çekin ve burun duvarınızın sağ burun deliğini kapadığını hissedene kadar bekleyin, 2- Sağ elinizin işaret parmağı ile sağ burun duvarınıza baskı uygulayarak, nefes girmeyecek şekilde kapayın, 3- Sol burun deliğinizden 25 kere orta şiddette derin nefesler alın ve ağzınızdan verin; sol burun deliğinizin üst tarafında hafif bir yanma hissediyorsanız doğru yoldasınız demektir. 4- Bir kaç saniye normal nefes alın ve yine sol burun deliğinizden 25 kere daha şiddetli nefesler alıp verin. 5- Şimdi tekrar bir kaç saniye bekleyip 3. turu yapın. Genelde 3. tura geçmeden uykunun ağırlığı kişiyi sarar ve uyku ağırlığı başlamış olur. Turları tamamladıktan sonra 3-4 dakika içinde derin uykuya geçilir. Öfke Yönetimi İçin: Diyelim ki önemli bir iş görüşmesi, toplantı veya özel bir konuşma yapacaksınız; fakat herhangi bir sebepten, istemdışı olarak gerginliğinizi arttıran veya öfkelenmenize yol açan bir durumla karşılaştınız ve acilen kontrolü tekrar ele alıp sakinleşmeniz gerkiyor. Çok basit bir çalışmayla öfkenizin ya da gerginliğinizin üstesinden gelebilirsiniz. Mümkünse hemen sakin bir odaya değilse lavaboya geçin. Yolda iseniz arabanızı kenara çekip şu çalışmayı yapın: öfke 1- Önce nefesinizi derince alın ve bir iki saniye tutun, 2- Şimdi ağızınızdan üç kere de kesik kesik ama orta şiddette kısa nefesler verin (her kesik nefesten sonra ağzınızdan hafifçe nefes alın, nefesi verirken –huhlama sesi kuvvetlice duyulmalıdır) 3- Son olarak da ağzınızdan uzun, ciğerlerinizi boşaltırcasına bir nefes daha verin 4- Şimdi beklemeden burnunuzdan derin bir nefes daha alın ve yine beklemeden seriye devam edin. 5- Her üç kısa bir uzun nefes verme işlemini bir tur kabul ederek hareketi yedi kere tekrarlayıp 2-3 normal nefeslik bir ara verin. 6 – Toplamda yedişerli üç tur yapın. Genelde her turu tamamladığında hafif bir baş dönmesi hissedilir ve oturma isteği oluşur. O kadar hızlı sakinleşir ve gevşersiniz ki, şaşkınlık hissedebilirsiniz. Baş dönmesi ve oturma isteği oluşmuyorsa ya derin nefesler almıyorsunuzdur, ya da çok yavaş ve şiddeti düşük nefesler veriyorsunuzdur. Bu durumda çalışma amacına ulaşmaz. Nefesin Doğru Kullanımının İnsan Sağlığına Etkisi Dr. Otto Warburg, 1931 yılında Nobel Tıp Ödülünü aldı. Ödüle layık görülen çalismasinin içeriği, günümüz insanının gerçek anlamda korkulu rüyası haline gelmiş olan kanser hastalığının, hücrelerde oksijen kullanımındaki azalmayla olan ilişkisi üzerineydi. Sonraki çalismalar kanserli hücrelerin, havasız –anaerobik- ortamda geliştiğini ve gelişimlerini sürdürebilmek için ihtiyaç duydukları enerjiyi ise glikozdan sağladıklarını gösterir. Günümüzde kanser hastaları için Ozon Tedavi Kürleri uygulanmaktadır. Ozonun sadece kansere değil, uyku sorunlarından strese, romatizmal rahatsızlıklardan, şeker hastalığına kadar hemen hemen her fizyolojik ve psikolojik rahatsızlığın tedavisinde güvenle kullanıldığını ve tedavide büyük başarı sağladığı tesbit edilmiş durumdadır. Günümüz insanının kanser riskinin yüksekliği, yaşadığı çevreyle neredeyse birebir ilişki içinde. Egzoz gazlarından her türlü rafine edilmiş gıdaya, kullandığı suyun içeriğinden sigara kullanımına kadar, gelişmiş metropol kültürünün insan hayatına yaptığı olumsuz etkileri hemen her gün yeni boyutlarıyla basın yayın organlarından ögrenmekteyiz. Sigaranın kansere yol açma sebebi içindeki maddelerden ziyade dumanının kanda oluşturduğu karbon monoksit oranı. Kandaki karbon monoksit, oksijeni hücrelere taşiyan hemoglobine oksijene nazaran iki yüz kırk kat daha güçlü bağlanıyor. insan sağlığı Bu durum hücrelerin oksijen metabolizmasını yapmasına ciddi bir engel oluşturuyor. Kanserin oksijensiz ortamda geliştiğini yukarıda belirtmiştik. Ozon tedavisi de burada devreye giriyor. Ozon tedavisi, üç oksijen atomunun ( O3 ) kana verildikten iki-üç dakika sonra kandaki alyuvar hücrelerinde O2 + O1 haline dönüşmesi sonucu kanın oksijen yönünden zenginleştirilmesi esasına dayanıyor. Bir süre evvel televizyondaki tıp içerikli bir programda konunun uzmanı olan operatör doktor, bel fıtığın tedavisinde sigara içen insanların tam tedavi konusunda hiç şansları olmadığını söyleyince pür dikkat dinlemeye başladım. Normalde ölmüs sinirlerin yerlerine yenisini oluşturan bünye, sigara içen insanlarda bu sinirlerin yeniden yapılandırılması esnasında oksijene gereksinim duyduğunu, ama sigaranın ihtiyaç duyulan doyumda oksijenin kullanımına engel olduğu için yeni sinirlerin üretilemedigini söylüyordu. Yukarıda bahsedilen rahatsızlıklar hemen hepimizin ortak korkularıdır. Ama bu korkuların gerçeğe dönüşmesine engel olmak mümkündür. Hemen her doktor, haftada 3-4 gün kırk dakika kadar egzersiz yapmanın ya da tempolu yürümenin bu riskleri ciddi oranda ortadan kaldırdığını söylemekte ve önleyici hekimlik olarak tavsiye etmektedir. Egzersizden elde edilen fayda, vücuda giren oksijen miktarının artmasından kaynaklanmaktadır. Kendimizi daha zinde hissederiz çünkü, her bir hücremiz daha yüksek oranda oksijen teneffüs eder; beyin aldığımız her nefesin %’ 25’ini kullanır, görece daha fazla oksijen gittiği için daha berrak düşünür, daha gevşek ve neşeli hisseder, daha fazla toksin atar ve daha fazla faydalı hormon üretiriz. En basitinden endorfin gibi. Yukarıda anlatılanlar doğru nefes almanın ne kadar önemli olduğunu aşağı yukarı ortaya koymaktadır.Nefes teknikleri kullanımı ile günlük yaşam içinde ve dinlenme anlarında daha yüksek oranda oksijen kullanımına ulaşilabilmekte, daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sağlanabilmektedir.

ZENGİNLİK, BOLLUK VE BEREKET

Zenginlik, bolluk ve refah kavramları zihnimizde oluşur. Ne kadar zengin olursanız olun, sahip olduğunuz şey ve tatmin duygunuz, zihninizin size hissettirdiği kadardır. İnsanların çoğu zengin olmasına rağmen, sahip olduğu birçok şeyi de kaybetmiştir. Etrafında onu anlayan, seven bir insan bile kalmamıştır. Diğer yandan; maddi açıdan zengin olmayan ama sevgi ve muhabbet dolu bir insan diğerinden daha zengin sayılabilir. Her şey biter, sevgi, kalır... Eğer düşünce yapınız yoksulluktan yanaysa, karşınıza çıkacak tüm olaylar bununla ilgilidir. Etrafımızda her gün binlerce şey olup biter. Hepsini algılamamız mümkün değil. Etrafımızdaki olayları zihnimiz bir süzgeçten geçiriyor. Süzgeçten geçirirken de bilinçaltımıza ektiğimiz düşünce tohumlarında faydalanıyor. Şimdi en başa dönelim. Biz yoksulluk ile ilgili bir düşünce tohumu ektiysek, bilinçaltımız ve dolayısıyla da zihnimiz yoksulluk ile ilgili ihtiyaç duyduğu her şeyi algılamaya başlar. Baktığınız her yerde yoksulluk ile kuşatılırsınız. Bilinçaltınıza zenginlik fikrini yerleştirirseniz, sunduğunuz fikre göre size karşılık verir. Bu fikir büyüyerek hayatınızı şekillendirmenize yardımcı olur. “İşlerim kötü gidiyor”, “Kriz var”, “kredimi geri ödeyemeyeceğim”, “kaybedeceğim” gibi ifadeler kullanırsanız, bu düşünceleriniz evrene yaydığınız bir mesaj ve dilek haline dönüşür. Olumsuz ifadelerle, olumsuz koşulları kendinize çekersiniz. Karşınıza engeller çıkar, ertelemeler başlar, sonuç büyük bir hüsran... Bilinçaltınız, ona verdiğiniz her şeyi kat kat fazlasıyla size iade eder. Her sabah uyandığınızda, güne kocaman bir günaydın ile başladın, gününüz aydın geçsin. Refah, başarı, mutluluk, huzur, sevgi düşüncelerini bilinçaltınıza yatırın. Size fazlasıyla geri gelecektir. Aksi durumda, kötü ve berbat bir gün geçireceğini inanan insanda, bunu fazlasıyla yaşar... Peki, elinizden geldiği kadar pozitif düşündünüz ama değişen bir şey olmadı hayatınızda. Neden sonuç alamadınız? Bunun bir sebebi olabilir, oda içinizde yaşadığınız çatışma. Bu çatışma, daha önce ekilen ve sizin bir türlü yok edemediğiniz kötü tohumların etkisi ile gerçekleşir. Bunu nasıl aşabiliriz o hale? Ne zaman kötü bir şey düşünürseniz, hemen farkına varıp değiştirin. Olumlu bir düşünce, olumsuz bir düşünceden yüz kat daha fazla etkilidir. Kötü düşünce insanı olumsuz duygulara sevk eder. Duygular bizim rehberimizdir. Duygularda yaşayacağımız bir kayma bize işarettir. Hemen düşünce yapımızı değiştirerek, düşündüğümüz şeyi değiştirerek bu durumdan kurtulabiliriz. Önümüzdeki birkaç hafta boyunca bir şey denemenizi istiyorum. İnsanların sizden esirgediğini düşündüğünüz; övgü, sevgi, takdir, yardım, ilgi v.b. konuları onlara verin. İnsanlara vermeye başlayınca, kısa bir süre sonra almaya başlarsınız. İlgilenin, sizinle ilgilenirler. Sevin, sizi severler. Övün, sizi överler. Vermeden hiçbir şey alamazsınız. Gerçekte, insanların sizden esirgediğini düşündüğünüz her şey zaten sizin içinizde var. Bolluğun kaynağı dışarıda değil, sizin içinizdedir. Hayatın bolluk ve bereketini hissetmeye çalışın. Sıcaklığını hissettiğini güneşi, sahile vuran dalgaları, yüzünüzü yalayıp geçen rüzgarı, çiçeklerin kokusunu, ağzınıza attığınız bir meyvenin tadını, kısacası hayatın doluluğunu hissedin. Etrafınızdaki bolluğun farkına vararak, içinizde yaşamaya çalışın. Evrende almak için vermek, vermek için sevmek gereklidir. Paylaşarak zenginleşirsiniz. Hiçbir şeyiniz yoksa bile, bir insana gülümsediğinizde, aranızda enerji aşıl verişi başlar. Evrendeki enerjinin size doğru aktığını hissedersiniz. Bolluk ve yokluk insanın iç dünyasında ve zihninin içindedir. Siz zenginlik ve bolluk istiyorsunuz ama zihniniz bunun gerçekleşmeyeceğine dair yüzlerce olumsuz düşünce üretiyor. Durumun böyle olmasının sebebi sizsiniz, çünkü bu inançları siz ektiniz. Zihninize; aşağıdaki olumlamaları yükleyin. Bilinçaltımız; vereceğimiz bütün mesajları birer gerçeklik olarak alır ve gerçekleştirirken bizim limitli zihnimizin farkında olamayacağı kadar değişik yöntemlerle çalışır. Fakat bu yeterli değil. Bunu yaparken, aynı zamanda imgeleme de yapmanız gerekiyor. Bu olumlamaların; şimdi, şu an, hemen gerçek olduğunu düşünün. “Bilinçaltımı; yaşamıma, bereket ve bolluğu çekebilmek üzere programlıyorum. Para ve bolluk enerjisini; yaşamıma, kolaylıkla ve çabasızca çekiyorum. Yaşamımda her şey, bana ve diğerlerine yetecek kadar bol ve bereketli. Yeryüzü; zenginliklerle doludur ve kaynaklar, herkes sebebiyle yeterlidir. Öyle zenginim ki, bunu diğer herkesle de paylaşabiliyorum. Paylaştıkça, zenginleşiyorum. Bütün enerjimi, bolluğa ve mutluluğa yoğunlaştırıyorum.” Bolluk bilincini kazandığınız anda, yasamanızda sadece paranın değil, dostluğun, arkadaşların, bilgilerin, paylaşımların, umudun ve sevginin de bol aktığını göreceksiniz. Bolluk bilinci; hem maddi hem manevi zenginlik demektir. Para; bazı insanlar için kötü bir şeydir. Zenginlik ise pis bir şeydir. Bu tip insanlar; etrafta gördükleri varlıklı insanlar için, “kim bilir kaç kişinin canını yakarak bu parayı kazandı” diye düşünürler. Paranın pis mii, yoksa temiz bir şey mi olduğuna algılama şeklimiz karar verir. Para kötü bir şey değildir. Zenginlik ise, birçok insana yardım etmek için kullanılabilir. Bizim dinimizde ve kültürümüzde, zengin olmak asla karalanmamış hatta istenilen bir durum olduğu vurgulanmıştır. Hayır yapmak, yardım etmek gibi iyiliklerde insanların yarışması tavsiye edilmiştir. Tabiki bu da zenginlik ve varlık ile mümkün olur. Hal böyle iken; kıskançlık, haset, çekememezlik ya da her türlü olumsuz ve kötü düşünce yasaklanmıştır. Paranın ve zenginliği kötü bir şey olduğunu düşünüyorsanız, bu fikirden vazgeçmenizi tavsiye ederim. Bilinçaltınızı kaybetmeye programlamayın. Baştan beri vurguladığımız şey; bilinçaltınızın düşündüğünüz şeyleri gerçek kılmak için çalışmasıdır. Kalbinizi, evrendeki bolluğa ve berekete açın. Neye odaklanırsanız, hayatınıza onu çekersiniz. Sürekli borçlarına odaklanan ve borçlarını düşünen bir insan da, hayatına borçtan başka bir şey çekemez. Dikkatinizi bolluk ve berekete çevirin. Şükredin, sahip olduğunuz her şey için, Yaratıcıya şükredin. Şükretmek hem elimizdeki nimetin teşekkürü, hem de bolluk ve bereketin anahtarıdır.

KENDİ KENDİNİN YAŞAM KOÇU OLMAK

Şu an arzuladığınız kadar mutlu değil misiniz? Üzülmeyin, sadece ‘gerçek siz’le tanışmanız gerekiyor! Hiç kendinizi, için için hayatınızın o kadar da iyi olmadığını düşünürken bulduğunuz oluyor mu? Peki ya bazı fırsatları kaçırdığınızı düşünüyor musunuz? Ancak mutlu birazınlık da kendi yaşam koçuna sahip şu hayatta. Yani yaşam kalitesini nasıl yükselteceğini, potansiyellerini ve istediği yaşamı elde etmek için yapması gerekenleri söyleyen bir uzman kişi... Eğer siz bu azınlıktan değilseniz bu yazı tam da sizin için! Hatta bu yazıyı okumanız bile sizin için bir dönüm noktası. Sizi neyin harekete geçireceğini fark etmek, kişisel gelişiminiz için en önemli adımdır Kendinizin yaşam koçu olmak için önce soru sorun kendinize. Yaşamınızla ilgili sorular olsun bunlar. Ama olumlu sorular sormaya dikkat edin. Hayallerinizi gözünüzde canlandırın İdealinizdeki hayata ulaşmanızın en önemli adımlarından biri de onu her ayrıntısıyla gözünüzde canlandırmaktır. Şöyle bir önerme mevcut: Eğer hayalinizi olmuş gibi görebilirseniz olacaktır. Bu da zihnin ve bedenin bağlantılı olması prensibine dayanır. Hayalinizi her ayrıntısıyla gözünüzde canlandırmanız demek, geleceğinizi ve ona ulaşma yolunu çizmeniz anlamına gelir. Bir anlamda bilinçaltınızı kelimesi kelimesine iyi bir sonuç için programlamış oluyorsunuz. Kendinize çelme takmayın Kendi yaşam koçunuz olduğunuza göre, negatif düşüncelerinizin farkına varın: ''İlişkilerimde başarılı olamıyorum,'' ''Değişmekten korkuyorum,'' ''Kariyerimde değişiklik yapmak için çok yaşlıyım.'' Yaşam koçları bunları kısıtlayıcı düşünceler olarak nitelerler. Herkesin bu tip düşünceleri vardır. Kendimize güvenimizi ve bütün performansımızla hayatımızı yaşamamızı engellerler. Bu kısıtlayıcı düşüncelerin nereden geldiğini bulmaya çalışın. Bu negatif düşünceye ilk olarak ne zaman kapıldığınızı bulun ve yazın. Sonra yavaş yavaş kısıtlayıcı düşüncelerinizi pozitif alternatifleriyle değiştirmeye başlayın. Kendinize iyi davranın Bizim kültürümüzde her zaman 'diğerleri' kendimizden önce gelir. Kendimizi düşünerek bir şey yaptığımızda 'bencil' olmakla suçlanırız. Kendini düşünmek kötü bir şeydir sanki. Halbuki iyi hissettiğinizde kendinize güveniniz gelir ve diğerlerine daha çok yardımcı olabilirsiniz. Fiziksel ve ruhsal enerjinizi geri kazandıkça da hedeflerinize doğru koşar adım yaklaşacaksınız ve Denge Tablonuzdaki puanınız artacak. Sonuç olarak... * Kendinizi karşı acımasız olmaktan vazgeçin. Geçmişinizle ilgili canınızı sıkan ne varsa kendinizi bağışlayın. İçinizden şöyle deyin: ''Tamam, bir hata yaptım. Bundan nasıl bir sonuç çıkarmalıyım ki bir daha aynı hatayı tekrar etmeyeyim?'' * Uyumadan önce o gün içinde atlatmayı başardığınız zorlukları düşünün ve bunlar için şükredin. Hangi özellikleriniz bunun üstesinden gelmenizi sağladı ve Denge Tablosunda eksik olan bölümlere bunu nasıl uyarlayabilirsiniz? * Bir hafta sonu, bütün sabahınızı ya da öğleden sonranızı, yapmayı en çok sevdiğiniz aktiviteye ayırın. Böylece kendinizi şarj etmiş olun! * Vücudunuza iyi bakın. Besleyici gıdalar yiyin, düzenli egzersiz yapın ve uykunuza özen gösterin. Bunlar, stresle başa çıkmanın en kolay yollarıdır. Ne tür mantıksız düşünceler beni Karamsar yada olumsuz olmaya iter? * Asla başarılı olamayacağım. * Hiç bir şeyi doğru yapamam. * İnsanlar asla değişmez. * Ne kadar değişmeye çalışırsam çalışayım farketmez, insanlar görmüyorlar. * Geçmiş tecrübelerimden biliyorum gelecek için ümitlenmenin hiç bir anlamı yok. * Ne kadar değişirsem değişeyim hiç bir zaman yeterli olmuyor. * Hayat daha kolay olmalı. * Hayat adil olmalı. * Yaşamda o kadar çok kötülük var ki, iyi bir şeyler olmasını nasıl bekleyebilirim ki? * Daha iyi bir yaşam için yapmam gereken çok iş var. Çok zor. * Yaşamın tamamı aldatmaca. Mutluluk, aşk yada başarı diye bir şey yok aslında. * Niye savaşayım ki? Nasılsa düzen hep aynı: zengin daha zengin olur, fakir ise daha fakir. * Yaşamda hiç bir şey garanti değil, ölümden başka; niye risk alıp hayatımı değiştireyim ki? * Niye başkaları değişmiyor? Niye hep değişmesi gereken kişi ben olmak zorundayım? * Niye yaşam benim için daha kolay olmuyor? * Eğer risk alıp yaşamımı değiştirmeye kalkarsam sonuçta kaybeden gene ben olurum. * İnsanlar sadece bir şey istedikleri zaman bana iyi davranırlar. * Kimseye güvenme; Kimseye içini açma; asla risk alma ve her zaman kendine sakla. * Yaşamda, acı, keder ve ızdıraptan başka hiç bir şey yok. * Kaderim çizilmiş; Değiştirmem mümkün değil. * Genlerim, ailemden bana geçen huylar ve yetiştirilme koşullarım benim bu halde olmamın sebepleridir. * Bir kere düştün mü bir daha kalkamazsın. * Bütün insanların suratında maske var ve hiç kimseye güvenilmez . iyi bile görünseler. * İnsanların içinde iyilik olduğuna ve yaşamda değişmenin mümkün olduğuna inanmak enayiliktir. * Geçmişte hep kötülük ile karşılaştım, niye gelecekte farklı olmasını bekleyeyim? * Eğer insanlar beni sevseydi ve destekleselerdi beni eleştirmez yada hatalarımı düzeltmezlerdi. * Her zaman aynı: elini uzatırsan tokat yersin. * Ben kimsem oyum, bunu değiştiremem. Karamsar, yada olumsuzluğumu aşmak için ne yapabilirim? * Ailem, arkadaşlarım ve diğer insanlar ile davranışlarımı inceleyebilir ve bu davranışların yaşamımda ki etkilerini tespit edebilirim. * Olumsuz davranışlarımın bana zararı olduğunu kabullenebilirim. * Olumsuz yaklaşımıma yol açan duyguları belirleyebilir ve esas sorunumun kaynağını keşfedebilirim. * Olumsuz davranışlarımdan dolayı duygusal olarak acı cektiğimi görebilirim. * Davranışlarımın başkaları üzerinde ki etkilerini gözlemleyebilirim. * Bu davranışların başkaları ile sağlıklı ilişkiler kurmama nasıl engel olduğunu anlayabilirim. * Olumsuzluğumun ardında yatan mantıksız ve geçersiz düşünceleri tespit edebilirim. * Olumsuz düşünceler yerine mantıklı alternatifler geliştirebilirim. * Olumsuzluğumun temelinde çözümlenmemiş bir öfkenin yattığını keşfedip bu öfkeden kurtulmak için çaba sarfetmeye başlayabilirim. * Kendi kendime yarattığım olumsuz düşüncelerin farkına varabilir ve bu kısır döngüden çıkmak için çaba sarfedebilirim. * Kendimle ilgili görüşümü ve kendime söylediklerimi değiştirebilirim. * Başkalarından beklemek yerine kendime daha çok önem vermeye, onaylamaya başlayabilir ve kendimi kabul etmeyi öğrenebilirim. * Kendimi neşelendirmek için çaba sarfedebilirim. * Başkalarının sözleri ve davranışları ile beni üzmesine yada olumsuzluğa itmesine izin vermeyebilir ve bu davranışları göz ardı etmeyi öğrenebilirim. * Hata yapmam için kendime izin verebilir ve bunun insancıl bir olay olduğunu kabul edebilirim. * Hayatın yaşamaya değer olduğu ve hayatımın kontrolünü ele alarak fark yaratabileceğim fikrine açık olabilirim. * Tembelliğimi ve inatçılığımı azaltacağıma dair kendi kendime söz verebilirim. * İşe kendime olan güvenimi geri kazanmaya çalışarak başlayabilirim.

İŞ HAYATINDA OLUMLAMALAR

Kendinizi iş yerinizde saplanmış mı hissediyorsunuz? Oraya çakılı kaldığınızı ve içinizin her an daraldığını mı hissediyorsunuz? İş yerinizden nefret mi ediyorsunuz? Sadece hayatınızı devam ettirmek için mi çalışıyorsunuz? İş yerinizde hoşlanmadığınız biri mi var? Bu tür düşüncelerden kurtulmanın yolu, olumlamadan geçmektedir. Peki, nasıl yapacağız? Bir düşününün, hepimiz günümüzün büyük bir kısmını işyerinde geçiriyoruz. Bu vakte; gidiş, geliş yol süresini de eklersek, ailemizden daha fazla zamanı, iş hayatımıza ayırıyoruz. Hal böyle iken; birde çalıştığımız ortamdan nefret ediyorsak, hayat bizim için çekilmez hale gelecektir. Örneğin; sevmediğiniz bir insanla çalışıyorsanız, o kişi her aklınıza geldiğinde şartlanmış olarak öfke duygusu hissedeceksiniz. Size kahve ısmarlasa biel, o kahveyi içerken, içinizden “ne gıcık birisi” diyeceksiniz. Çünkü o kişi ile, öfkeyi birbirine bağlamışsınız. Bu kalıcı paterni değiştirmek sizin elinizde. Bilinçaltı telkine açıktır, olumlama cümleleri ile kendinizi yeniden programlayabilirsiniz. Bu kelimeyi sık sık tekrar edin: “İş yerindeki herkesle harika bir ilişkim var. Buna ......... da dahil” O kişiyi her anımsadığınızda bunu düşünün. Durumun nasıl değiştiğine siz bile şaşıracaksınız. Birkaç olumlama cümlesi daha: Her gün bu işe gitmek benim için bir keyif. Bulunduğum yer havadar, coşku dolu, harika bir yer. İyi para kazanıyorum. Çalıştığım iş yerini her zaman severim. Her zaman, takdir edilirim. Her zaman, harika patronlarım olur. Çalışmak benim için kolay ve eğlencelidir. Yaptığım her işten zevk alırım. Her zaman, en nazik müşterileri çekerim. İstediğim zaman iş bulurum. Herkes için yeterince var, benim içinde. İş yerimde mutluyum. Bu iş için gerçekten minnettarım. Hayatınızda olumlu sonuçlar görebilmeniz için, bilincinizi şu an değiştirmelisiniz. Bilinç değişikliği gerçekleşene kadar, bu düşünceyi tekrar etmeye devam edin. Hiçbir şeklide bilinçaltınıza olumsuz telkinler yüklemeyin, kötü fikirleri kendinizden uzaklaştırın. Berrak ve gökyüzü gibi masmavi bir bilinçaltı için, negatif düşüncelerden uzak durun. Bir iş bulmanın zor olduğunu düşünmeyin. İhtiyacınız olsan sadece bir iş. Sahip olacağınız berrak bir bilinç, başarıya giden yolu sizin için açacaktır. İnsanların çoğu korkuya kapılır. Ekonomik kriz, işler çok kötü, batıyorum gibi cümleler kurarlar. Bilinçaltınıza yüklediğinize ve kabul ettiğiniz şey, sizin için gerçeklik olur. Unutmayın ki, çalışma hayatınızın nasıl olmasını istediğinize karar veren, sizsiniz. Bunu başarmak için olumlu şeyler düşünün. Bu ifadeleri sok sık tekrarlayın. İstediğiniz çalışma hayatına sahip olabilirsiniz.

BİLİNÇALTINIZI YÖNLENDİRMENİN PÜF NOKTALARI

Ne düşünürsen başına o gelir Kötü şans peşinizi bırakmıyor mu? Korktuğunuz her şeyin başınıza gelmesinden şikayet mi ediyorsunuz? Peki sizce bunun sorumlusu kim olabilir? Aslında olumsuz düşünceleri bir kenara bırakıp, pozitif düşüncenin gücünü keşfederseniz hayat daha keyifli olabilir. Bunu başarmak sandığınızdan daha kolay. İşte bilinçaltınızı yönlendirerek mutlu yaşamanın yöntemleri... Doç. Dr. Kemal Yeşilçimen, korkularımızla karşı karşıya gelmemizin nedeninin sadece kendi bilinçaltınız olduğunu söylüyor. 1- Bizi kötü alışkanlıklarımıza sıkı sıkıya bağlayan dış kaynaklı programların silinmesi için, derin yönetimi, içe dönük konuşma ile bizi bağımlılıktan kurtaracak yeni programlarla aldatmak gerekir. Çünkü beynimizdeki Alaeddin’in lambasında oturan dev, elleri bağlı emrimize hazır bir şekilde beklerken sıklıkla tekrarladığımız cümlelere inanır, onları emir olarak kabul eder. 2- Bilinçaltı, neyin gerçek olduğunu neyin olmadığını bilmez. Ona anlattığınız her şeyi emir olarak algılar ve buna göre hareket eder. Bir nevi aptal kutusudur. 3- Söylenen şeyin doğru veya yanlış, , mantıklı veya mantıksız olduğuna da bakmaz. Ona ne söylerseniz onu yapacaktır. Başka seçeneği yoktur. 4- Bilinçli veya bilinçsiz yaptığımız her seçim bilinçaltına gönderdiğimiz gizli bir emirdir. 5- Bu yöntemde, bilinçaltınıza verdiğiniz emirler ayrıntılı ve kesin olmalıdır. Belirsizlik, çözüm imaları ve beklentiler işe yaramaz. ‘ Sigarayı kesince kilo alıyorum’ tarzındaki söylem yanlış ve eski programdır. Doğrusu ; ‘Sigara içmiyorum, kilo da almıyorum.’ Hedef veya başarmak istediğimiz sonuç şimdiki zamanda ifade edilmelidir. 6- ‘Sigara ve alkol sevmem, gerektiği kadar yerim, bir lokma bile fazla yemem’ gibi program cümleleri binlerce kere tekrarlanarak beyne yerleştirilir. Söylediğiniz şeyin gerçek olması gerekmez. Arkanızdan yalancı diyebilirler, hiç önemli değil. Nasıl olmak istiyorsanız önce onu belirleyin, her yere yazın, herkese söyleyin, sürekli tekrarlayın. Hepsi bu, başardınız. 7- Beynimizi bu yöntemle sürekli olarak doldurur ve meşgul edersek, eski programların hayat alanı giderek daralacak ve sonunda yaşama şansı kalmayacaktır. Eski bilgilerin oluşturduğu programlar ve bunların yönetim kurulu üyeleri derin yönetimden kovulacaktır. 8- Bütün alışkanlıklar, daha önce beynimize yerleşen şartlanmanın oluşturduğu programlardır. Eski bir alışkanlığı değiştirmek için, eski program bulunur, silinir ve yerine bizim yararımıza olan en doğrusu yazılır. Sonuçta özgürlük ve bağımsızlığa kavuşur ve kötü alışkanlıklarımızdan kurtuluruz.

KAN GURUPLARINA GÖRE KİŞİLİK TAHLİLİ

0 grubu: Kendine güven, cesaret. En cesur ve güçlü " 0" grubu : Bu kan grubu taşıyan herkes gücü, dayanıklığı, kendine güveni, cesareti, sezgiyi ve tanrı vergisi bir iyimserliği genetikhafızalarında taşırlar.Melodik mizaç özelliğine sahiptirler. Bunlar yaşamın tadını en iyi çıkaran, dünya nimetlerinden en geniş biçimde yararlanan kişilerdir. Hayati bir melodi gibi yaşar ve kavrarlar. ıçinde bulundukları ortama çok iyi uyum gösterirler. Tüm insanlarla ve bütün varlıklarla anlaşırlar. Onlara ters düşmeden, olumlu ilişkiler kurmayı başararak yaşarlar. Bu engin uyum düzeni içinde, önlerine sunulan olanaklardan rahatlıkla yararlanırlar. Amaçladıkları sonuca, büyük uğraşlara kalkışmadan, kolayca ulaşırlar. Onların bu başarılarındaki en büyük etken, dış dünyayla, sudaki hidrojenle oksijen gibi uyumlu olmalarıdır. Modaya, havaya, zamana hemen uyuverirler. Herhangi birine çok değişik ve ters gelebilecek bir ortam düşünelim. Onlar bu ortam içinde dağılıp şaşırmaz, ürküp sinmez, bir köşeye çekilip donup kalmazlar. Hemen uyum gösterirler. Sivri ve uç düşünceleri, aykırı fikir ve eğilimleri yoktur. Sağlıklı bir bünye ve iyimserlikle desteklenmiş liderlik özellikleri (güç, etki, güvenirlik) ve başarı için gerekli güdüler size kalan 0 grubu mirasıdır. 0 Grubu Kadını Mutfak masraflarından kısarak kendine hoş elbiseler alır. Çocukları biraz ele avuca geldiğinde hemen çalışma hayatına dönmek, toplumdaki yerini almak ister. Yemek yapmakla fazla uğraşmak istemez. Pratik yemekleri tercih eder. 0 Grubu Erkeği Aşık olduğu zaman birlikte olduğu kadını çok kıskanır. Kalabalığı sevmez. Son derece hareketli, çalışkan ve hırslıdır. Sevgilisine veya eşine sık sık hediye almayı sever. A grubu: Sinirli ve hassas. En paylaşımcı "A" grubu :Kalabalık insan toplulukları ve yerleşik ama daha kırsal yaşam gerilimleri baş edebilmek üzere ortaya çıkmıştır. Psikolojik özelliklerinin bazıları, kalabalık çevresel kitlelerin ihtiyaçlarına katlanabilmekle gelişir. Uyumlu mizaç özelliğine sahiptirler. Bu grup içinde yer alanlar, duyan, hisseden, sürekli olarak araştıran, çevrelerindeki kişiler ile bağlantı ve uyum sağlamaya çalışan kişilerdir. Dış dünyadaki tüm değişikliklere karşı duyarlıdırlar. Ancak aşırı duyarlılıkları, çevrelerinde büyük uyum güçlüğüne düştüklerinde onların geriye doğru kaçmalarına ve içlerine kapanmalarına neden olur. Uyumlular, içinde bulundukları toplumun en ilgi çekici ve en renkli varlıklarıdır. Ancak dayanma ve uyum sağlama yeteneklerinin yetersiz kaldığı ortam ve koşullarda çözülürler. Acınacak, zavallı insanlar olurlar. Büyük bir olasılıkla, bu oluşumun içindeki bireyde olması gereken en önemli özellik, paylaşımcı yapıdır. ılk A´lar, karmaşık bir hayatın meydan okumalarına karşı duyarlı, kurnaz, istekli ve akıllı olmak zorundaydılar. Ancak bütün bu niteliklerin tek bir yapıda toplanması gerekiyordu. Belki de bu bugün bile A´ların daha gerilimli bir yapıya sahip olmalarının bir nedenidir. Sıkıntılarını içlerine atarlar. Fakat patladıklarında da dikkatli olmalısınız. O gruplarının çok başarılı olduğu gerilimli ve sıkışık liderlik pozisyonlarına A´lar pek uygun değildir. Bu onların lider olamayacakları anlamına gelmiyor. Ama içgüdüsel olarak, çıkar gözeten liderliği istemezler. A kan grubunda diğer gruplardan daha az grip görüldüğü bilinmektedir. Ayrıca virüslerin etkisi, AB grubunda da diğer gruplara göre daha azdır. A Grubu Kadını Para harcamasını çok sever. Seksi iç çamaşırlarına düşkündür. Çocukları çok sever ve çocuk sahibi olduktan sonra eşini ihmal eder. Değişikliği seven biridir. A Grubu Erkeği Düzenli yaşamayı sever. ıyi bir dost ve konuşmacıdır. Birlikte olacağı kadını seçerken çok titiz davranır. B grubu: Uyumlu ve yaratıcı. En uyumlu "B "grubu: Irkların karışması, yeni topraklar ve yabancı iklimlerle karşı karşıya kalan ilk B gruplarının yaşamlarını sürdürebilmek için uyumlu ve yaratıcı olmaları gerekiyordu. B grupları yerleşik A grupları kadar düzenli ve uyumlu bir konfora gereksinim duymazken O grularından da daha az kararlılık sahibidirler. Bu özellikler B gruplarının her hücresinde mevcuttur. Biyolojik olarak B gruplar diğer gruplardan daha uyumludur. Ritimli mizaç özelliğine sahiptir. Davranışlarında akılcı, sistemli, düzenli ve iradelidir. Başkalarının tepki ve eğilimlerini dikkate almaksızın, kendi düşünce ve kararları doğrultusunda ilerler. Onu bir demiryolu üzerinde giden, önüne çıkan engelleri ezen veya birlikte sürükleyen bir lokamotife benzetebiliriz. Çevrelerine egemen olmak ve yönetmek isterler. Gözüpek, inatçı, otoriter ve serttirler. Mantık ve irade, onlarda daima duygulardan daha önce gelir. Bu mizaca sahip bulunanların tipi, asker, uzman ve danışmandır. Bir çok yönüyle B grupları bütün olası seçeneklerin en iyisine sahiptirler. A gruplarının zihinsel ve duygusal olarak uyarılmış edimlerinin yanı sıra O gruplarının saldırgan ve keskin fiziksel tepkilerine ait öğeleri de içlerinde barındırırlar. B gruplarının farklı kişiliklerle daha kolay ilişkiye girebilmelerinin nedeni, genetik doğaları gereği daha uyumlu olmalarındandır. Çünkü kendilerini rekabet ve savaşlara karşı daha az eğilimli hissederler. Onlar diğerlerinin bakış açısından da bakabilirler. Empati yetenekleri vardır. B Grubu Kadını ıstek doludur. Sekse hiç hayır demez. Para konusunda eli ya çok açıktır ya da cimridir B Grubu Erkeği Özgürlüğünün sınırlanmasından nefret eder. Kadınlara saygısı sonsuzdur. Hep neşe dolu bir aileye sahip olmak ister. Yemek konusunda son derece titizdir. AB Grubu Kadını Erkeklerin yüreğini hoplatan elbiseler giymeye bayılır. Para konusunda tutumludur. Yemek pişirmekte, mükellef bir sofra hazırlamakta üzerine yoktur. AB Grubu Erkeği Aile içinde mutlaka sözünün dinlenmesini, isteklerinin yapılmasını ister. Hoşgörülü ve kararlıdır. En iyi aşıklar bu gruptan çıkar. Eşine ev işlerinde yardım etmekten çekinmez.